Cinema of Attractions Akımı ve Film Listesi
Çıkış Noktası Fransa, UK, USA
En Aktif Yıllar 1894 – 1907
Giriş: Cinema of Attractions
Sinema ilk çıkış noktasında sadece hareketlerin kaydedilmesinden ibaretti. 19 yy. sonunda hareketin kaydedilmesi ve izleyicilere filmler vasıtasıyla gösterilmesi izleyicilerde önemli bir etki yarattı. Gösterilen filmler sanatsal kaygılardan daha çok teknik bir buluş olan kameranın kabiliyetlerini sergileme amacını barındırdı. Sinemanın ilk akımı olarak değerlendirilen Cinema of Attractions akımı ile sinemanın ana enstrümanı olan kamera ve filmin, hareketi kaydetmek dışında o hareketi manipüle edebilme yeteneği ortaya çıkacaktı.
İlişkili Yazılar
Sayfa İçeriği
- Giriş
- Cinema of Attractions Nedir?
- Cinema of Attractions Akımının Kısa Tarihi
- Cinema of Attractions Akımının Karakteristikleri
- Cinema of Attractions Akımının Etkileşimleri
- İstisnalar
- Cinema of Attractions Film Listesi
- En İyi Cinema of Attractions Yönetmenleri
- En İyi Cinema of Attractions Filmleri
- Referanslar ve İleri Okuma
- Üye Yorum ve Film Önerileri
Cinema of Attractions Nedir?
19.yy sonu ve 20.yy başlarında kameranın icadı ile kaydedilen görüntülerin seyirciye izletilmesi ilk eserlerde oldukça ilgi çekiciydi. İzleyici tarafından görüntüdeki hareket ve imge ilk defa bu dönemde tecrübe edildi. Bir trenin istasyona giriş sahnesi (Arrival of a Train at La Ciotat – 1895) veya kendinin ve çalışma arkadaşlarının fabrika çıkışındaki görüntüsünü filmde görmek izleyiciler için o güne kadar görsel olarak tecrübe edilen en yenilikçi deneyimdi. (Leaving the Factory – 1895).
Cinema of Attractions akımından önce çekilen filmlerdeki hareketleri izlemek bir süre sonra izleyiciler için yeterli olmamaya başladı. Filme alınan hareketlerin birçoğu gerçek hayatta da karşılaşılabilen hareketlerdi. Zamanla izleyiciler hareketin perdeye aktarılmış halinden daha fazla şey tecrübe etmek istemeye başladı. Yaygın olarak bulunan sirk, illüzyon ve benzeri gösteriler filmlerden çok daha ilgi çekici olabiliyordu. Sinema, izleyicisinin isteklerini karşılamak ve ilgiyi üzerinde tutabilmek için Cinema of Attractions’a evirilmeye başladı.
Attraction Teriminin Kökeni
“Attraction” kavramı Sergey Mihailoviç Eisenstein’ın tiyatroda yeni bir model ve analiz biçimi bulma çabasının sonucunda ortaya çıktı. Eisenstein’ın tiyatro analizleri kendisini tiyatro sanatının en küçük “izlenim birimini”ni bulmaya yönlendirdi.
Eisenstein analizi sırasında “atraksiyon” kavramına denk geldi. Attraction, agresif şekilde seyirciyi “duyumsal ya da psikolojik etkiye” maruz bırakan izlenim birimidir. Eisenstein’a göre tiyatro, bu tür Attractionların montajından oluşmalıdır. Eisenstein tarafından öne sürülen Attraction kavramı Tom Gunning’in dönem filmlerini nitelendirirken kullanması üzerine akımın betimleyicisi haline geldi.
Cinema of Attractions Akımının Kısa Tarihi
Arkaplan
Cinema of Attractions kapsamında değerlendirilebilecek eserleri veren sinemacılar genel olarak ya sinema ekipmanlarına sahiplerdi ya da bağlantıları sebebiyle bunlara erişim imkanları bulunuyordu. Lumière Brothers kamera ve film ekipmanları üretiyordu, ekipmanları ile ilgili bir çok patentleri vardı. Georges Méliès kısa zamanda kendi kamerasını satın almıştı. Thomas Edison Lumière Brothers’a benzer şekilde film ekipmanlarına ve patentlere sahipti.
Ekipman dışında oyuncu olarak da yüksek maliyetler söz konusu değildi. Bağımsız ve B filmlere benzer şekilde profesyonel oyuncular yerine tanıdıklara ve amatör oyunculara yer veriliyordu. Filmlerin süreleri kısa, aynı zamanda set çalışanı da yok denecek seviyedeydi. Tüm bu değişkenler ile kısa zamanda düşük maliyet ile çok fazla Cinema of Attractions filmi üretildi. Cinema of Attractions akımı filmleri sanatsal motivasyonun dışında sinemayı geniş kitlelere tanıtma ve dolayısıyla sinema ve sinema ekipmanı pazarını genişletme gibi amaçlar da taşıdı.
Başlangıç
Cinema of Attractions akımı sinemanın tiyatrodan veya edebiyattan etkilenmediği, öyküye, önemli oyunculara yer vermediği filmlerden oluştu. Bu akımdaki filmler genel olarak sadece bir kamera ve montaj masası ile tamamlandı. Filmlerin neredeyse birçoğu dönemine göre absürt ve deneysel nitelikteydi. Bu filmler mikro hikayeler barındırdı ve anlatım yöntemi olarak sadece hareket ve imgeyi kullanmayı tercih etti. Cinema of Attractions’ın başlangıç, ana ve bitiş dönemleri iç içe geçti. Her üç dönemde de farklı motivasyonlarda filmler çekildi.
Ana Dönem
Cinema of Attractions filmlerin içerikleri farklı kapsamlar altında sınıflandırılabilir.
Gerçek Hayatta Karşılaşılabilecek Görüntüler İçeren Filmler
Bu filmler birebir gerçek hayatta gerçekleşen olaylara yer verdi. Genel olarak sinema ile izleyicilerin ilk defa sinema ile karşılaşmaları sebebiyle ilgi çekiciydiler. Bu kapsam altında Arrival of a Train at La Ciotat (1895) ve Leaving the Factory (1895) en bilinen örneklerdir.
Teşhircilik İçeren Filmler
Çoğu ilk dönem Cinema of Attractions filmi ilgi çekebilmenin en kolay yolunu hızlı şekilde buldu. Teşhircilik yapan bu filmler bazen bir öpüşme sahnesi The Kiss (1896), The Kiss in the Tunnel (1899) bazen ise bir banyo After The Ball (1897) veya kıyafet değiştirme sahnesi ile izleyicilerin dikkatini çekmeyi başardı. Bu filmler Eadweard Muybridge çalışmalarını hatırlatsa da Eadweard Muybridge’in A Woman Walking (1887) ve Movements (1872-1885) gibi çalışmalar fotoğraf serilerinden oluşuyordu.
Belgesel Niteliğindeki Filmler
Bazı filmler karşılaşılması güç olayları içerdi. Yerel danslarını sergileyen dansçıların gösterilerine Buffalo Dance (1894) bu filmlere örnek olarak gösterilebilir. Temel olarak bu kapsamda filmedilen şeyler döneminde sirklerde veya gösteri alanlarında sergilenebilecek hatta sergilenen gösterilerdi.
Canlandırma Filmler
Bu filmler izleyicinin ilgisini çekebilmek için tarihsel olaylara yer verdi. Örneğin yüzyıllar önce kellesi uçurulan Kraliçe Mary infazı efektler ile The Execution of Mary, Queen of Scots (1895) filminde kendine yer buldu.
Efektler Üzerine Kurulan Filmler
Bu filmlerde zaman kavramından bağımsız şekilde gerçekte olabilecek olaylar veya olması imkansız olaylara verildi. Bazen bir trafik kazası, An Extraordinary Cab Accident (1903) film edilirken bazen insan kafasının vücudundan ayrılması film ediliyordu, The Four Troublesome Heads (1898). Bu filmlerde yer verilen efektler bir bütünün parçası olmak yerine bütünün tamamını temsil etti. Kısacası filmde sadece efekt vardı. Efektlerin sunum yöntemleri bazen illüzyon gösterilerini sunumuna benzerlik gösteriyordu. Özellikle illüzyonist olan Georges Méliès’ın filmleri, efekt, illüzyon, sinema ile bunların yaratılma ve sergilenme şekillerinin tamamen harmanlandığı filmlerdi.
Cinema of Attractions Akımının Sonu
Cinema of Attractions varlığına 1895 – 1906 yılları arasında devam etti. Yaklaşık 10 yıllık süre içerisinde kameranın ve sinemanın geniş kitleler tarafından tanınmasını sağladı. Çok kısa bir süre içerisinde kamera sadece teknik bir aygıt olmaktan çıkıp aynı zamanda sinemanın da enstrüman haline geldi. 1906 yılına gelindiğinde Cinema of Attractions etkisini halen sürdürmesine rağmen bu yıldan itibaren ortaya çıkmaya başlayan öykü içerikli Film d’art yapımları, Cinema of Attractions’ı genel olarak ikinci plana attı.
Film d’art, Cinema of Attractions ile geniş kitlelere ulaşmayı başaran sinemayı tiyatro eserleri ile besleyerek sanatsal bir değere taşıyan ilk akım olacaktı.
Cinema of Attractions Akımının Karakteristikleri
Filmler tek sahneden hatta genellikle tek plandan ibaretti. Süre olarak çok kısa olmaları sebebiyle akılda kalıcı olmak için filmin sonlarında şok edici bir duygu yaşatmaları gerekiyordu. Bu gereklilik, climaxe benzer şekilde film içerisinde gösterilen etkileyici içeriğin en sonda ya daha etkileyici hale gelmesi veya daha çok adette etkileyici aksiyonun yapılması ile gerçekleşiyordu. Filmlerde öykü yoktu veya bazılarında sadece micro öyküler vardı. Tarihi önemli bir olay sergilenmiyorsa karakter ismi, ünlü oyuncular, geniş bir set ekibi yoktu. Filmlerin genel olarak motivasyonu bir şeyler anlatmak üzerine değil bir şeyleri göstermek üzerineydi. Film isimlerinin film içeriğini tamamen betimliyordu. Filmlerin genel olarak hikaye içermemesi ve çok kısa süreli olmaları buna olanak sağladı. Film isimlerin içeriği anlatması, hem filmin tanınması, anlaşılması hem de akılda kalıcı olmasına katkı sağladı. Montaj genel olarak efekt oluşturmak için kullanıldı.
Cinema of Attractions Akımının Etkileşimleri
Cinema of Attractions’ın Sinema ve Günümüze Etkileri
Cinema of Attractions filmleri sinemanın temelinde yer alan gösterme motivasyonunu en saf şekliyle temsil etti. Bu durum sonrasında çekilecek tüm filmler için sinemanın ana motivasyonunun benimsenmesi için önemli bir referans noktası yarattı. Sinemanın var olma sebeplerinden birisi izleyicinin gördüğüne inanma motivasyonu ilk olarak Cinema of Attractions akımı ile ortaya çıktı.
İzleyiciler filmin adında yer alan içeriğe kısacası beklentilerine perde üzerine düşen görüntü ile kavuşuyordu. Aslında gerçekleşmediğini bildikleri şeyi gerçekleşmiş gibi kabul ediyorlardı. Cinema of Attractions akımı ile başlayan kabullenme ve inanma üzerine film üreticileri ile izleyicisi arasındadaki mutabakat zamanla sinemanın en önemli gücü haline dönüştü.
Sinemada Öne Çıkan Örnekler
Cinema of Attractions akımına benzer şekilde yeni çıkan sinema teknolojileri kabiliyetlerini gösterebilmek için hareketi kullandı. Bazı filmler teknik gelişmenin sonucunu Cinema of Attractions filmlerine benzer şekilde her şeyin önüne geçirerek uzun süreler kadraja taşıdılar. Bunun en yakın ve bilinen örneklerinden bir tanesi CGI teknolojisiydi. CGI teknolojisinin yaygınlaşması ile çekilen bazı filmlerde CGI içeren sahneler filmdeki en önemli sahnelerdi. Bazen ise CGI içeren sahneler gereğinden çok daha uzun süreler kadrajda kendine yer buldu. Bu filmler için CGI bir anlatım aracı olmaktan çıkıp gösterilmesi gereken bir araca dönüştü.
Bu durum sadece CGI teknolojisinde yaşanmadı sinemaya gelen her yeni teknoloji döneminin filmleri tarafından filminde ön plana çıkması için kullanıldı. Sesli filme geçiş, makyaj tekniklerinin gelişimi, 8mm kameralar, steadycam, IMAX ve diğer birçok gelişme bazı filmleri bu tarz gelişmelerin sunum platformuna dönüştürdü. Yeni teknolojilerin filmin temeline oturması filmin çekilmesini sağlaması ve filmin devamlılığının teminatı haline geldiği iki seri bu açıdan oldukça önemlidir. Matrix ve The Lord of the Rings serileri.
Bu iki seri özel efektleri sayesinde Cinema of Attractions’a benzer şekilde kitleleri sinemaya çekti. Milenyumun başlangıcında gerçek anlamda Cinema of Attractions’ın neredeyse aynen tekrarlanacağı başka bir gelişme daha olacaktı.
Cinema of Attractions ve Youtube
Youtube’un 2005 yılında açılması ve aynı zamanda kameralı mobil telefon pazarının çok hızlı şekilde genişlemesi sonrasında yaşananlar ile Cinema of Attractions döneminde yaşananlar arasında kuvvetli bağlar vardı.
Youtube’un yaygınlaşmasında ve sonrasında kabul görmesinde en önemli etken genç, bağımsız bir yaratıcı kitlesine sahip olmasıydı. Bu kitle üzerinde herhangi bir sanatsal yük ve tecrübe olmadan sadece Youtube mediumunun kendine sunduğu imkanları kullanarak üretmeye başladı. Youtube’da üreticiler için görünür olmanın yolu Google gibi arama motorları veya sosyal medya sitelerine benzerdir. Daha fazla dikkat çekebilmek için algoritmalara uygun şekilde fazla üretmek ve fazla izlenmek gerekir. Herhangi bir birikim olmadan Youtube’a giren bir çok üretici görünür olabilmek için Cinema of Attractions akımına benzer ilgi çekici içerikler üretti.
Youtube’da yüzyıl sonra Cinema of Attractions’a benzer şekilde yaşananlar şu şekilde sıralanabilir:
- İçerik üreticilerinin asıl amacı izleyicinin ilgisini çekmekti. İçerikler öykünden yoksundu veya mini öykülere yer veriliyordu.
- Videoların sonlarında doruk noktasına (climax) yer veriliyordu.
- İçerikler yukarıdaki maddelerin bir sonucu olarak kısaydı.
- Üretmenin önünde herhangi bir ölçüt veya otorite engeli yoktu.
Youtube Cinema of Attractions’ın 21.yy’ın başına yansımasında öncü olsa da tek değildi. Video oyunları, video oyunlarının oynanış videoları, canlı oyun izleme gibi kavramlarda Cinema of Attractions’ın motivasyonu ile aynı noktadan beslendi.
Sinemanın Alt Türleri
Sinemanın alt türlerinde çekilen filmlerin, ortada geniş bir pazar olmaması sebebiyle izleyiciye oldukça güçtür. Bilinirlik engelini aşmak için sansasyon yaratmak ve ilgi çekmek en basit çözümlerden biri olarak ortaya çıkar. Genellikle filmlerde ilgi çekmek için cinsellik, şiddet ölüm sahneleri ve çok farklı rahatsız edici içeriklere izleyicinin ilgisini çekebilmek için yer verilir. Benzer motivasyon ile Cinema of Attractions akımında sıklıkla karşılaşılır.
İstisnalar
1895 yılından itibaren başlayıp 20. yy’ın ilk 10 yılına kadar devam eden Cinema of Attractions akımı içerisinde bir çok istisna da yaşandı. Her ne kadar dönem filmleri genel olarak öykünden yoksun olsalarda Personal (1904) ve A Trip to the Moon (1902) gibi filmler istisna oluşturmaktadır.
Persona (1904) filminde Fransız bir asilzade, gazeteye verdiği ilan ile kendini tanıtır ve isteyen genç bayanlarla General Grant National Memorial’da buluşmak istediğini iletir. İlana rağbet beklediğinden fazla olur. Kadınlar asilzadeyi kovalamaya başlar. Kadınlarla asilzade arasında sinemanın ilk kovalamaca sahnelerinden biri yaşanır. Bu film Cinema of Attractions akımının başlarında çekilmesine rağmen olay örgüsüne sahip filmlerden bir tanesidir.
A Trip to the Moon (1902) filminde ise Prof. Barbenfouillis liderliğinde bir astronom ekibi Ay’a gitmek üzere plan ve çalışmalar yaparlar. Sonuçta dev bir toptan atılan mermi şeklindeki uzay gemileri ile Aya ulaşırlar. Ancak burada Ay’lılar tarafından kaçırılıp Ay Kralının sarayına götürülürler.
Diğer birçok istisna gibi bu filmde de Cinema of Attractions akımının ötesinde sahne-plan yapısı, öykü yapısı, mekan değişiklikleri, vb. bir çok dönemine göre kompleks sinema öğesi bulunmaktadır.
Cinema of Attractions Film Listesi
Sıralama (listeleme, gösterim, IMDb puanı)- Pillow Fight (1897) William Heise
- Turkish Dance, Ella Lola (1898) James H. White
- The Waterer Watered (1895) Alice Guy, Louis Lumière
- A Kiss in the Tunnel (1899) George Albert Smith
- Leaving the Factory (1895) Louis Lumière
- Mary Jane’s Mishap (1903) George Albert Smith
- Four Heads Are Better Than One (1898) Georges Méliès
- The Arrival of a Train (1896) Auguste Lumière, Louis Lumière
- A Photographic Contortion (1901) James Williamson
- An Extraordinary Cab Accident (1903) Walter R. Booth, Robert W. Paul
- What Is Seen Through a Keyhole (1901) Ferdinand Zecca
- That Fatal Sneeze (1907) Lewin Fitzhamon
- The One-Man Band (1900) Georges Méliès
- The Kiss (1896) William Heise
- The ‘?’ Motorist (1906) Walter R. Booth
- The X-Ray Fiend (1897) George Albert Smith
- A Turn of the Century Illusionist (1899) Georges Méliès
- Buffalo Dance (1894) William K.L. Dickson
- The Execution of Mary, Queen of Scots (1895) – Alfred Clark
- A Trip To The Moon (1902) – Georges Méliès
“Pillow Fight” 1897 yılında Amerika’da çekilen bir kısa film. Film, bir yatak odasında iki kadının yastık savaşı yapmalarını konu alıyor. Filmin çekim tekniği oldukça basit olmasına rağmen, dönemin izleyicileri tarafından büyük ilgi gördü. “Pillow Fight”ın popülerliği, sinema tarihinde komedinin önemli bir yer tutmasına da katkıda bulundu.
Turkish Dance, Ella Lola (1898) James H. White tarafından yönetilen bir kısa filmdir. Filmde, Türk bir kadın olan Ella Lola’nın dans gösterisi sergilediği görüntüler yer alır. Bu film, o zamanlar popüler olan “exotic dancer” filmlerinden biridir. Ella Lola, İstanbul’da çekilmiştir ve dönemin Türk müziklerinden biri olan “Loin de son amour”…➝
“The Waterer Watered” (1895), Fransız sinema tarihinin ilk önemli filmlerinden biridir. Film, bahçıvanın bir çiçek saksısını suladığı sırada yanındaki çocuğun suyu kesmesi ve bahçıvanın çocuğu sulaması sonucu şakaya dönüşen bir olayı konu alır. Film, sadece 60 saniye süren bir sessiz kısa filmdir ve hem Alice Guy hem de Louis Lumière…➝
A Kiss in the Tunnel, George Albert Smith tarafından yönetilen ve 1899 yılında çekilen bir kısa filmdir. Film, Londra’da bir tren tünelinde seyahat eden bir çiftin romantik anlarını konu alır. İlk olarak bir kadının kocasına bir öpücük vermesiyle başlayan film, tren tünelindeki karanlıkta gizlice birbirlerini öpmeye devam eden çiftin maceralarını…➝
Louis Lumière, kardeşi Auguste Lumière ile birlikte Fransa’nın Lyon kentinde Lumière Kardeşler adında bir film şirketi kurmuştur. 28 Aralık 1895’te, bu şirketin ilk gösterimlerinden biri olan “Leaving the Factory” adlı film gösterime girdi. Bu film, Lumière Kardeşler’in ilk adımı olarak tarihe geçti ve sinema tarihinde önemli bir yer tutar. Film,…➝
“Mary Jane’s Mishap” (1903), İngiliz sinema tarihinin öncü isimlerinden George Albert Smith tarafından yönetilen bir sessiz kısa filmdir. Film, bir ev kadını olan Mary Jane’in bir gün boyunca başına gelen talihsiz olayları konu alır. Smith’in bu filmi, sinemada hikaye anlatımı ve kurgu tekniklerinin kullanımında yenilikçi bir yaklaşım sergilediği için sinema…➝
Four Heads Are Better Than One, Georges Méliès’in 1898 yılında çektiği bir siyah-beyaz sessiz filmidir. Film, dört erkeğin kendi başlarına birbirlerinden ayrılmadan aynı bedeni paylaşma çabalarını konu almaktadır. Bu çabaları sırasında farklı olaylar ve komik durumlar yaşanır. Film, stop-motion ve illüzyon teknikleri kullanılarak çekilmiştir ve birkaç dakikalık kısa bir film…➝
“Train’ın Gelişi” adlı bu kısa film, Fransız yönetmenler Auguste ve Louis Lumière tarafından 1896 yılında çekilmiştir. Filmin konusu, bir trenin bir istasyona gelişi ve yolcuların inip binmesini göstermektedir. Bu film, sinemanın ilk dönemlerinde çekilmiş en ünlü yapımlardan biridir ve gösterildiği zaman seyircileri korkutmuş ve şaşırtmıştır. Ayrıca, sinemanın insanlar için ne…➝
James Williamson tarafından yönetilen “A Photographic Contortion” (1901), bir fotoğraf stüdyosunda geçen kısa bir slapstick komedisidir. Filmde, fotoğrafçı ve müşterisi birlikte çalışırken çeşitli komik durumlar yaşanır. Film, erken dönem sinema tarihinde önemli bir yere sahiptir çünkü yüz ifadeleri ve beden dili gibi komik unsurların vurgulandığı ilk filmlerden biridir.
Walter R. Booth ve Robert W. Paul’un 1903 tarihli “An Extraordinary Cab Accident” filmi, Londra’da geçen bir kaza öyküsünü konu alıyor. Bir taksi sürücüsü, bir yolcuyla birlikte ilerlerken yolda bir arıza meydana geliyor ve taksi devriliyor. Ancak bu olay sıradan bir kaza değil, zira taksi ve içindekiler olayın ardından birbirine…➝
“What Is Seen Through a Keyhole” (1901), Ferdinand Zecca tarafından yönetilen kısa bir filmdir. Film, bir adamın bir anahtardan baktığı bir delikten görünen farklı sahneleri takip etmesini konu alır. Film, dönemin popüler bir konusu olan voyeurizmi ele almaktadır. Film, 3 dakika boyunca sürmektedir ve Fransız sessiz sinemasının öncülerinden biri olarak…➝
Bu sessiz kısa film, bir adamın hikayesini anlatıyor. Adam, bir bahçede otururken hapşırır ve bu hapşırık onu öldürür. Film, komik bir tonla yapılmıştır ve izleyicilerin kahkahaları arasında sona erer.
Georges Méliès’in 1900 yılında çektiği The One-Man Band, bir sokak müzisyeninin maceralarını konu alıyor. Müzisyen, bir kasabaya gelir ve burada bir pazar yerinde müzik yapmaya başlar. Ancak kısa sürede, kasaba halkının dikkatini çekmeyi başaran diğer sokak sanatçılarıyla rekabete girdiği için sorunlar yaşamaya başlar. Film, Méliès’in tipik fantastik tarzını yansıtırken, sokak…➝
“The Kiss” (1896), Thomas Edison tarafından yapılan bir kısa filmdir. Film, bir çiftin öpüşmesini göstermektedir. Bu, o dönemde sinemada gösterilen en erotizm içeren sahnelerden biriydi. Filmin önemi, sinemanın duygusal bir anlatım aracı olarak kullanılabileceğini göstermesiydi. Ancak, günümüz standartlarına göre oldukça sade ve basit bir film olarak kabul edilmektedir.
1906 yapımı “The ‘?’ Motorist”, bir adamın sürdüğü aracın üzerinde bir soru işareti olan bir makineyle gece yolculuğu yaparken başına gelen fantastik maceraları anlatır. Film, İngiliz yönetmen Walter R. Booth tarafından yapılmıştır ve sürrealist unsurlar içerir. Filmde ayrıca stop-motion animasyon teknikleri de kullanılmıştır.
George Albert Smith’ın 1897 yılında çektiği “The X-Ray Fiend” filmi, bir adamın dişçi koltuğuna oturmasıyla başlar. Adam, diş çekim işlemi sırasında radyasyon dolu bir makinenin etkisinde kalır ve hayal gücüyle dolu bir serüvene atılır. Film, dönemin teknolojisi kullanılarak çekilen ilginç efektleriyle tanınır.
Georges Méliès, “A Turn of the Century Illusionist” adlı filminde, bir illüzyonistin gösteri dünyasına girişini anlatıyor. Film, Méliès’in kariyerinin başlangıcında, Paris’teki Théâtre Robert-Houdin’de çalıştığı dönemde geçiyor. İllüzyonist, izleyicileri şaşırtmak için birçok numara yapar ve sahne arkasındaki karmaşık mekanizmaların nasıl çalıştığını gösterir. Ancak, filmin gerçek odak noktası, illüzyonistin kendi hayatındaki zorluklar…➝
Buffalo Dance, 1894 yılında Amerikalı icatçı ve sinema pioneri William K.L. Dickson tarafından çekilen bir kısa filmdir. Film, Kızılderili kabileleri arasında popüler olan bizon dansını göstermektedir. Dickson, filmi siyah-beyaz ve sessiz olarak çekmiştir. Buffalo Dance, Amerikan sinemasının öncülerinden biri olarak kabul edilir ve bu dönemdeki en popüler filmlerden biridir.
En İyi Cinema of Attractions Yönetmenleri
- Georges Méliès
- Louis Lumière
- Auguste Lumière
- George Albert Smith
- Thomas Edison
En İyi Cinema of Attractions Filmleri
- Arrival of a Train at La Ciotat (1895)
- Exiting the Factory (1895)
- The Kiss (1896)
- L’homme orchestre (1900)
- A Trip to the Moon (1902)
Referanslar ve İleri Okuma
- europeana pro
- europeana
- SCAN
- CINEPHILE
- Strauven, Wanda “The Cinema of Attractions Reloaded“ Gunning, Tom. “The Cinema of Attraction: Early Film, Its Spectator and the Avant-Garde.” Early Cinema: Space, Frame, Narrative. Ed. Thomas Elsaesser and Adam Barker. London: BFI, 1989.
İlişkili Yazılar
Paylaş