KültAlt

İtalyan Yeni Gerçekçilik Akımı

İtalyan Yeni Gerçekçilik Akımı ve Film Listesi

Makale 6dk okuma Liste 17 Film



Çıkış Noktası İtalya
En Aktif Yıllar 1943 – 1952

Giriş: İtalyan Yeni Gerçekçilik

Yeni Gerçekçilik, 2. Dünya savaşı sonrasında faşist Benito Mussolini yönetiminden çıkan fakirlik ve depresyon içerisindeki İtalyan halkının durumunu, sinemada o güne kadar denenmemiş bileşenler ve alışılmadık tekniklerle anlatan günümüz modern sinemasının temellerinin atıldığı sinema akımıdır.

Bahadır Mahmut

İlişkili Yazılar

İtalyan Yeni Gerçekçilik Nedir?

Mussolini rejimi etkisinde çekilen propaganda ve eğlenceye yönelik Telefoni Bianchi filmleri Amerika’dan ithal edilen filmler ve Amerikan filmlerine benzeyen İtalyan filmleri, ülke gerçekleri ile sinema izleyicisi arasına set çekiyordu. Mussolini’nin düşmesi ve 2. Dünya savaşının sona ermesiyle İtalyan film yönetmenleri İtalya’nın gerçeklerini sinemaya taşımak için sokaklara indi. Bu yönetmenler profesyonel olmayan oyuncularla dönemin ekonomik, sosyolojik ve teknik ve finansal imkanlarına uygun yenilikçi filmler çekti. Daha sonra dünyada birçok yönetmen ve film akımını etkileyecek olan bu filmler İtalyan Yeni Gerçekçiliği akımı içerisinde kategorize edildi.

Yeni Gerçekçilik Teriminin Kökeni

Yeni Gerçekçilik terimi farklı sanat disiplinlerinde gerçekliğe getirilen yeni bir tanımlama veya gerçeği aktarmak için geliştirilen yeni metodolojiyi ifade eder. Yeni Gerçekçilik kavramı İtalya’da 1920’lerden itibaren edebiyat, 1940’lardan itibaren sinemada kendine yer bulmuştur.

İtalyan Yeni Gerçekçilik Akımının Kısa Tarihi

Arkaplan

Demirci olan babası tarafından iki İtalyan sosyalistin (Andrea Costa ve Amilcare Cipriani) isimleri ile adlandırılan Benito Amilcare Andrea Mussolini, çocukluk yıllarından itibaren devrimci ve sol görüşler ile yetiştirildi. Mussolini genç yaşlarında dahi şiddet eğilimliydi, kişilik bozuklukları yaşıyor, kendisini seçilmiş biri olarak nitelendiriyordu. Feodal düzeni yıkarak İtalya’yı değiştirmek üzerine yüksek motivasyona sahipti. Genç yaşlarında isyan çıkarma sebebiyle hapse girdi. Yazma konusunda yetenekliydi. Editörlüğüne getirildiği sosyalist Avanti! gazetesinin tirajını 5 katına kadar çıkardı. 1. Dünya savaşı öncesinde İtalya’nın Dünya Savaşı’na girmesi gerekliliği konusunda yazdığı yazılar sebebiyle Sosyalist Parti’den ihraç edildi. Bunun üzerine Mussolini Avanti’den ayrılıp sonradan faşist gazetesine dönüşecek olan Il Popolo’yu kurdu. Yazıları ile sürekli olarak Savaş çağrısında bulunmaya devam etti. 1. Dünya Savaşı’nda askere giderek cephede savaştı.

Filippo Tommaso Marinetti
Filippo Tommaso Marinetti

İtalya 1. Dünya Savaşı’ndan galip ayrılan tarafta olmasına rağmen ekonomik sıkıntılar derinleşerek devam etti. İtalya halkı diğer Avrupa ülkeleri gibi Rusya’da yükselen komünist devrimin tüm ekonomik yapı ve sosyal yaşam biçimlerini değiştireceğini düşünüyordu. Mussolini bu tehditlerden ancak kendisinin İtalya’yı kurtarabileceğini, gazetesi ve etrafındaki kişiler aracılığıyla halka dikte etti. Mussolini birinci dünya savaşı sırasında cephede milliyetçilik kavramının insanları hızlı ve etkili şekilde harekete geçirme kabiliyetini görmüştü. İtalyan fütüristlerinden oldukça etkilenmişti. Fütüristler gelişim ve yeni bir dünyanın ancak yıkım ve savaş ile geleceğini savunuyordu. Mussolini bu görüşlere oldukça bağlıydı. Fütüristlerle yakın irtibat içindeydi. Fütürizmin kurucusu Filippo Tommaso Marinetti ilerde yazılacak İtalyan Faşist Manifesto’suna Mussolini’ye katkı sağlayacaktı. Yüksek enflasyon, ekonomik yıkım, yayılan komünizm tehdidine karşı fütürizm, milliyetçilik, kapitalizm, büyük İtalya hayalini, solcu görüşlerden aldığı devrim görüşü ile birleştiren Mussolini kendisine ait yönetim sistemini kurdu: Faşizm.

Mussolini ve Hitler
Mussolini ve Hitler

Mussolini daha sonra faşist partinin kurulmasını sağlayarak diktatörlüğünü ilan edip 1943 yılında öldürülünceye kadar İtalya’da faşist rejimin uygulanmasını sağladı. Bu dönemde gerçekçilik ve yeni gerçekçilik akımlarının ortaya çıkmasını tetikleyecek bir çok faşist uygulama yürütüldü: Terör, propaganda, basında tek seslilik, şiddet kullanımı, suikast, elit kesimin kontrol altına alınması, düşman yaratmak, yönetimin başında seçilmiş fenomenleşmiş bir yönetici. 1920’lerden itibaren İtalya’da edebiyat disiplininde faşist rejim karşıtı bir çok eser yazıldı. Bu eserler ile edebiyatta yeni gerçekçilik akımı ortaya çıktı. Neo gerçekçilik akımı kendisinden önce ortaya çıkan Verismo olarak adlandırılan gerçekçilik akımından çok fazla referans barındırıyordu. Buna rağmen yeni gerçekçilik savaşın getirdiği yoğun duygular, deneyimler, ekonomik çöküş ve faşizme direnişin etkisi altında Verizmoya göre daha sert bir üslupta şekillendi. Edebiyatta İtalyan yeni gerçekçiliğine Alberto Moravia, Ignazio Silone, Carlo Levi, Vasco Pratolini, Carlo Bernari, Cesare Pavese, Elio Vittorini, Carlo Cassola, Italo Calvino, Curzio Malaparte ve Carlo Emilio Gadda gibi yazarlar önemli katkı sağladı.

Edebiyatta bu gelişmeler yaşanırken sinemada yeni gerçekçi fikirler kendisine yer bulamadı. Faşist rejim yararına olmayan herhangi bir filmi çekmek finanse etmek veya sinemada seyirci ile buluşturmak neredeyse imkansızdı. Ancak 1943 yılında faşist rejimin sona ermesiyle yeni gerçekçilik filmleri çekilmeye başlanabildi.

Başlangıç

1920’lerden 2. Dünya Savaşı’nın sona ermesine kadar İtalyan halkına, Amerika’dan ithal edilen filmler aracılığıyla ideal yaşam tarzı faşist rejim tarafından sunuldu. Faşist rejim aynı zamanda Telefoni Bianchi olarak adlandırılan filmler ile halkı otorite ve sermayeye bağlılık göstermeye de yönlendirdi. Telefoni Bianchi filmler ile anlatılmaya çalışılan iktidar ve sermayeye bağlılık göstererek refah içindeki yaşantının bir parçası olunabileceğiydi. Filmlerde aile değerleri, sınıf hiyerarşisi, otoriteye saygı ve muhafazakarlık gibi konular yüceltildi. İtalyan sineması sanatsal olarak yerinde sayarken diğer otoriter rejimler altındaki ülke sinemalarında sinema tarihine etki edecek akımları ortaya çıktı: Alman Dışavurumculuk, Sovyet Montaj. İtalyan yeni gerçekçiliği özellikle news reeller, İngiliz Belgesel Akımı gibi akımlardan çıkan filmlerdeki teknikleri referans aldı.

İtalyan yönetmenler film çekebilmek için zaten ulaşmaları oldukça güç olan büyük setlere, pahalı dekorlara, usta oyunculara, klasikleşmiş yöntem ve yaklaşımlara ihtiyaçları olmadığını keşfetti. 1935 gibi koşulların pek de uygun olmadığı bir tarihte, anti-faşist gazeteci Leo Longanesi, yönetmenleri film çekmeleri için sokaklara, kışlalara, tren istasyonlarına gitmeye çağırıp, yeni bir sinemanın ancak bu şekilde çıkabileceğini savundu. 1943 yılında Mussolini’nin ölümü ardından faşist rejimin etkilerini hızlı şekilde azalmasıyla birlikte İtalyan sinemacılar sahaya indi. Yönetmenler filmlerinde news reellar, İngiliz Belgesel, Sovyet Montaj, Fransız Şiirsel Gerçekçilik gibi akımların tekniklerini, İtalyan edebiyatındaki Yeni Gerçekçilik akımını kullanarak İtalyan Yeni Gerçekçilik akımını oluşturdu.

Ossessione - 1943
Ossessione – 1943

İtalyan yönetmenler ekonomik çöküş, faşist rejim ve 1. Dünya savaşının etkileri üzerine filmler çekmeye başladı. 1943 yılında ilk yeni gerçekçi film olarak anılacak Luchino Visconti’nin Ossessione (1943) filmi izleyici ile buluştu.

Ana Dönem

Visconti’nin Ossessione filmi özellikle yaklaşım açısından çığır açan bir filmdi. Filmin öyküsü, karakterlerin tutkusu, kamera ve kadraj kullanımı, kompozisyonlar sinema için oldukça yenilikçiydi. Filmde yer verilen çarpık ilişki otoriteler tarafından filmin hedef alınmasına sebep oldu. Filmin bazı kopyaları yakıldı. 1945 yılında “İtalyan Baharı”nın başlamasıyla birlikte bir çok İtalyan yönetmen Visconti’nin yaklaşımını geliştirip genişleterek benzer filmler çekmeye başladı. Bu yönetmenler arasında faşist dönemde iktidar için film çekenler de faşist yönetime hiç çalışmamış olan Marksist yönetmenler de bulunmaktaydı. Yeni gerçekçi yönetmenlerin bir kısmı film eleştirmeniydi. Yaklaşık 10 yıllık dönem içerisinde yeni gerçekçi olarak nitelendirilebilecek yüze yakın film çekildi. Bu filmler içerisinden ancak çok az sayıda yönetmenin bazı filmleri ön plana çıkarak yeni gerçekçi akımının sınırlarının belirlenmesini sağladı: Rossellini’nin Rome Open City (1945) ve Paisan (1946) filmleri, De Sica’nın Shoeshine (1946), The Bicycle Thieves (1948), Umberto D. (1952); ve Visconti’nin The Earth Trembles (1948) filmi.

Yeni gerçekçi filmler karşıtlık yaratmak üzerine çekildi. Bu karşıtlık sadece ülke yönetimindeki otoriteye karşı değil aynı zamanda İtalya’da gösterime giren otorite yanlısı tüm filmleri, hedefine alıyordu. Faşist dönem ve sonrasında gösterime giren Telefoni Bianchi ve Hollywood filmlerinden içerik ve teknik olarak farklılaşmak yeni gerçekçiliğin en belirgin amacıydı. Yeni gerçekçi filmlere karşı yaklaşımlar film sayısı arttıkça ve akımın karakteristiği oluştukça konsolide olmaya başladı. Filmler İtalya hükümeti ve İtalyan halkı tarafından farklı, dünya sinema camiası ve izleyicileri tarafından farklı şekilde değerlendirilmeye başlandı.

İtalyan Yeni Gerçekçilik Akımının Sonu

İtalya’da yeni iktidar, halka içerisinde bulundukları durumun Yeni Gerçekçi filmlerle anlatılmasını istemedi. Filmler hem gerçekleri anlatıyor hem de oldukça pesimist bir tablo çizip mutlu olmayan öykülerle sonlanıyordu. Faşizm sonrası dönemde bir çıkış noktası yaratmaya çalışan hükümet için bu durumu oldukça zorlayıcıydı. Yeni Gerçekçi filmlere İtalyan halkının yaklaşımı da hükümetten çok farklı değildi. Halk yaşadığı zorluklar içerisinde sinemayı bir rahatlama ve motivasyon noktası olarak görmek istiyordu. İzleyiciler kendi yaşantılarından kaçmak için sinemaya gittiğinde, karşılaştıkları şey ekonomik, siyasi ve sosyal çöküşü konu alan yeni gerçekçi filmlerdi. İzleyiciler yeni gerçekçiliğin en etkili olduğu dönemde dahi Amerikan filmlerine veya Amerikan filmlerindeki gibi iyi bir yaşantının var olduğunu ispatlamaya çalışan İtalyan yapımlarına gitmeyi tercih etti. Bu durum hükümet tarafından da desteklenmeyen Yeni Gerçekçi filmlerin finanse edilememesine sebep oldu. Kısa zamanda yeni gerçekçilik arkasında çok fazla akım yönetmen ve filme ilham vererek sona erdi. Hükümet ve halkın yaklaşımını uygun yeni gerçekçi filmler de çekildi. Bu filmler Pembe Yeni Gerçekçi filmler olarak anıldı.

İtalyan Yeni Gerçekçilik Akımının Karakteristikleri

Filmlerde 2. Dünya savaşı sonrası yıkılmış İtalya şehirleri, açlık, fakirlik, yoksunluk konu ediliyordu. İzleyicinin motivasyonunu yükseltmeye veya onu salondan mutlu sonla ayırmak için hiçbir efor sarf edilmiyordu. Yeni Gerçekçilik, belgesel çekim yöntemlerine sıklıkla başvurdu. Öykü anlatımı filmlerde çok ön plana çıkmadı. Klasik öykü yapısı sıklıkla kırıldı. Filmlerde halk ve işçi sınıfına sıklıkla yer verildi. Bu sınıflara dahil olan kişiler kahramanlaştırıldı. Teknik olarak bakıldığında filmler açık alanlarda, gerçek ortamlarda, amatör oyuncularla, doğal ışık altında çekildi. Yenilikçi kamera açıları, kesmeler ve kadraj kullanımı oldukça yaygındı. Negative space kullanımı, post synchronized sese filmlerde sıklıkla yer verildi.

Yeni Gerçekçiliğin herhangi bir manifestosu veya kural seti yoktu. İtalyan gazeteci ve İtalyan Yeni Gerçekçi sineması için senaryolar yazan Cesare Zavattini, özellikle yönetmen Vittorio De Sica ile verimli şekilde çalıştı. Zavattini, 26’sı De Sica olarak olmak üzere 126 senaryo tamamladı. Alessandro Blasetti, Giuseppe De Santis, Luchino Visconti ve Alberto Lattuada gibi isimler için senaryo yazdı. Zavattini 2. Dünya Savaşı’nın sona ermesini takip eden on yılda İtalyan Yeni Gerçekçiliğinin en önemli isimlerinden biri oldu.

İtalyan Yeni Gerçekçilik Akımının Etkileşimleri

İtalyan Yeni Gerçekçiliği İtalya’da çok kabul görmemiş ve 10 yıllık bir süre içerisinde ana dalga sona ermişti. Buna rağmen dünya sinemasını çok önemli şekilde etkiledi. İtalyan Yeni Gerçekçilik akımı German Rubble film, Free Cinema, British Social Realism, Cinema Vertie, French Nouvelle Vague akımlarını ve Latin Amerika ve Hindistan sinemalarını önemli ölçüde etkiledi. İtalyan Yeni Gerçekçiliği İtalya’da da ana dalgadan sonra çekilen ikincil bir dalga ile farklılaşarak devam etti. Federico Fellini, Michelangelo Antonioni, Pier Paolo Pasolini, Roberto Rossellini, Vittorio De Sica gibi yönetmenler ikinci dalganın taşıyıcıları oldu. Pesimisttik yaklaşımı bir kenara bırakarak İtalya’ya dair güzellemeler yapan pembe yeni gerçekçi filmler de yeni gerçekçilikten referans alan filmlerdi.

İtalyan Yeni Gerçekçilik Film Listesi

Sıralama (listeleme, gösterim, IMDb puanı)

En İyi İtalyan Yeni Gerçekçilik Yönetmenleri

  • Vittorio De Sica
  • Roberto Rossellini
  • Luchino Visconti
  • Giuseppe De Santis
  • Luigi Zampa

En İyi İtalyan Yeni Gerçekçilik Filmleri

  • Bicycle Thieves (1948)
  • Rome, Open City (1945)
  • Umberto D. (1952)
  • Germany Year Zero (1948)
  • Obsession (1943)

Referanslar ve İleri Okuma


İlişkili Yazılar
Paylaş

Üye Yorum ve Film Önerileri

KültAlt topluluğuna katılarak yazıyı yorumlayabilir, yazar ve diğer okuyuculara ulaşması için film önerilerini bırakabilirsin.

0 Yorum
Satır içi geri bildirimler
Tüm yorumları gör
0 Yorum
Satır içi geri bildirimler
Tüm yorumları gör