İtalyan Yeni Gerçekçilik Akımı ve Film Listesi
Çıkış Noktası İtalya
En Aktif Yıllar 1943 – 1952
Giriş: İtalyan Yeni Gerçekçilik
Yeni Gerçekçilik, 2. Dünya savaşı sonrasında faşist Benito Mussolini yönetiminden çıkan fakirlik ve depresyon içerisindeki İtalyan halkının durumunu, sinemada o güne kadar denenmemiş bileşenler ve alışılmadık tekniklerle anlatan günümüz modern sinemasının temellerinin atıldığı sinema akımıdır.
İlişkili Yazılar
Sayfa İçeriği
- Giriş
- İtalyan Yeni Gerçekçilik Nedir?
- İtalyan Yeni Gerçekçilik Akımının Kısa Tarihi
- İtalyan Yeni Gerçekçilik Akımının Karakteristikleri
- İtalyan Yeni Gerçekçilik Akımının Etkileşimleri
- İtalyan Yeni Gerçekçilik Film Listesi
- En İyi İtalyan Yeni Gerçekçilik Yönetmenleri
- En İyi İtalyan Yeni Gerçekçilik Filmleri
- Referanslar ve İleri Okuma
- Üye Yorum ve Film Önerileri
İtalyan Yeni Gerçekçilik Nedir?
Mussolini rejimi etkisinde çekilen propaganda ve eğlenceye yönelik Telefoni Bianchi filmleri Amerika’dan ithal edilen filmler ve Amerikan filmlerine benzeyen İtalyan filmleri, ülke gerçekleri ile sinema izleyicisi arasına set çekiyordu. Mussolini'nin düşmesi ve 2. Dünya savaşının sona ermesiyle İtalyan film yönetmenleri İtalya'nın gerçeklerini sinemaya taşımak için sokaklara indi. Bu yönetmenler profesyonel olmayan oyuncularla dönemin ekonomik, sosyolojik ve teknik ve finansal imkanlarına uygun yenilikçi filmler çekti. Daha sonra dünyada birçok yönetmen ve film akımını etkileyecek olan bu filmler İtalyan Yeni Gerçekçiliği akımı içerisinde kategorize edildi.Yeni Gerçekçilik Teriminin Kökeni
Yeni Gerçekçilik terimi farklı sanat disiplinlerinde gerçekliğe getirilen yeni bir tanımlama veya gerçeği aktarmak için geliştirilen yeni metodolojiyi ifade eder. Yeni Gerçekçilik kavramı İtalya’da 1920’lerden itibaren edebiyat, 1940’lardan itibaren sinemada kendine yer bulmuştur.
İtalyan Yeni Gerçekçilik Akımının Kısa Tarihi
Arkaplan
Demirci olan babası tarafından iki İtalyan sosyalistin (Andrea Costa ve Amilcare Cipriani) isimleri ile adlandırılan Benito Amilcare Andrea Mussolini, çocukluk yıllarından itibaren devrimci ve sol görüşler ile yetiştirildi. Mussolini genç yaşlarında dahi şiddet eğilimliydi, kişilik bozuklukları yaşıyor, kendisini seçilmiş biri olarak nitelendiriyordu. Feodal düzeni yıkarak İtalya’yı değiştirmek üzerine yüksek motivasyona sahipti. Genç yaşlarında isyan çıkarma sebebiyle hapse girdi. Yazma konusunda yetenekliydi. Editörlüğüne getirildiği sosyalist Avanti! gazetesinin tirajını 5 katına kadar çıkardı. 1. Dünya savaşı öncesinde İtalya’nın Dünya Savaşı’na girmesi gerekliliği konusunda yazdığı yazılar sebebiyle Sosyalist Parti’den ihraç edildi. Bunun üzerine Mussolini Avanti’den ayrılıp sonradan faşist gazetesine dönüşecek olan Il Popolo’yu kurdu. Yazıları ile sürekli olarak Savaş çağrısında bulunmaya devam etti. 1. Dünya Savaşı’nda askere giderek cephede savaştı.
İtalya 1. Dünya Savaşı’ndan galip ayrılan tarafta olmasına rağmen ekonomik sıkıntılar derinleşerek devam etti. İtalya halkı diğer Avrupa ülkeleri gibi Rusya’da yükselen komünist devrimin tüm ekonomik yapı ve sosyal yaşam biçimlerini değiştireceğini düşünüyordu. Mussolini bu tehditlerden ancak kendisinin İtalya’yı kurtarabileceğini, gazetesi ve etrafındaki kişiler aracılığıyla halka dikte etti. Mussolini birinci dünya savaşı sırasında cephede milliyetçilik kavramının insanları hızlı ve etkili şekilde harekete geçirme kabiliyetini görmüştü. İtalyan fütüristlerinden oldukça etkilenmişti. Fütüristler gelişim ve yeni bir dünyanın ancak yıkım ve savaş ile geleceğini savunuyordu. Mussolini bu görüşlere oldukça bağlıydı. Fütüristlerle yakın irtibat içindeydi. Fütürizmin kurucusu Filippo Tommaso Marinetti ilerde yazılacak İtalyan Faşist Manifesto’suna Mussolini’ye katkı sağlayacaktı. Yüksek enflasyon, ekonomik yıkım, yayılan komünizm tehdidine karşı fütürizm, milliyetçilik, kapitalizm, büyük İtalya hayalini, solcu görüşlerden aldığı devrim görüşü ile birleştiren Mussolini kendisine ait yönetim sistemini kurdu: Faşizm.
Mussolini daha sonra faşist partinin kurulmasını sağlayarak diktatörlüğünü ilan edip 1943 yılında öldürülünceye kadar İtalya’da faşist rejimin uygulanmasını sağladı. Bu dönemde gerçekçilik ve yeni gerçekçilik akımlarının ortaya çıkmasını tetikleyecek bir çok faşist uygulama yürütüldü: Terör, propaganda, basında tek seslilik, şiddet kullanımı, suikast, elit kesimin kontrol altına alınması, düşman yaratmak, yönetimin başında seçilmiş fenomenleşmiş bir yönetici. 1920’lerden itibaren İtalya’da edebiyat disiplininde faşist rejim karşıtı bir çok eser yazıldı. Bu eserler ile edebiyatta yeni gerçekçilik akımı ortaya çıktı. Neo gerçekçilik akımı kendisinden önce ortaya çıkan Verismo olarak adlandırılan gerçekçilik akımından çok fazla referans barındırıyordu. Buna rağmen yeni gerçekçilik savaşın getirdiği yoğun duygular, deneyimler, ekonomik çöküş ve faşizme direnişin etkisi altında Verizmoya göre daha sert bir üslupta şekillendi. Edebiyatta İtalyan yeni gerçekçiliğine Alberto Moravia, Ignazio Silone, Carlo Levi, Vasco Pratolini, Carlo Bernari, Cesare Pavese, Elio Vittorini, Carlo Cassola, Italo Calvino, Curzio Malaparte ve Carlo Emilio Gadda gibi yazarlar önemli katkı sağladı.
Edebiyatta bu gelişmeler yaşanırken sinemada yeni gerçekçi fikirler kendisine yer bulamadı. Faşist rejim yararına olmayan herhangi bir filmi çekmek finanse etmek veya sinemada seyirci ile buluşturmak neredeyse imkansızdı. Ancak 1943 yılında faşist rejimin sona ermesiyle yeni gerçekçilik filmleri çekilmeye başlanabildi.
Başlangıç
1920’lerden 2. Dünya Savaşı’nın sona ermesine kadar İtalyan halkına, Amerika’dan ithal edilen filmler aracılığıyla ideal yaşam tarzı faşist rejim tarafından sunuldu. Faşist rejim aynı zamanda Telefoni Bianchi olarak adlandırılan filmler ile halkı otorite ve sermayeye bağlılık göstermeye de yönlendirdi. Telefoni Bianchi filmler ile anlatılmaya çalışılan iktidar ve sermayeye bağlılık göstererek refah içindeki yaşantının bir parçası olunabileceğiydi. Filmlerde aile değerleri, sınıf hiyerarşisi, otoriteye saygı ve muhafazakarlık gibi konular yüceltildi. İtalyan sineması sanatsal olarak yerinde sayarken diğer otoriter rejimler altındaki ülke sinemalarında sinema tarihine etki edecek akımları ortaya çıktı: Alman Dışavurumculuk, Sovyet Montaj. İtalyan yeni gerçekçiliği özellikle news reeller, İngiliz Belgesel Akımı gibi akımlardan çıkan filmlerdeki teknikleri referans aldı.
İtalyan yönetmenler film çekebilmek için zaten ulaşmaları oldukça güç olan büyük setlere, pahalı dekorlara, usta oyunculara, klasikleşmiş yöntem ve yaklaşımlara ihtiyaçları olmadığını keşfetti. 1935 gibi koşulların pek de uygun olmadığı bir tarihte, anti-faşist gazeteci Leo Longanesi, yönetmenleri film çekmeleri için sokaklara, kışlalara, tren istasyonlarına gitmeye çağırıp, yeni bir sinemanın ancak bu şekilde çıkabileceğini savundu. 1943 yılında Mussolini’nin ölümü ardından faşist rejimin etkilerini hızlı şekilde azalmasıyla birlikte İtalyan sinemacılar sahaya indi. Yönetmenler filmlerinde news reellar, İngiliz Belgesel, Sovyet Montaj, Fransız Şiirsel Gerçekçilik gibi akımların tekniklerini, İtalyan edebiyatındaki Yeni Gerçekçilik akımını kullanarak İtalyan Yeni Gerçekçilik akımını oluşturdu.
İtalyan yönetmenler ekonomik çöküş, faşist rejim ve 1. Dünya savaşının etkileri üzerine filmler çekmeye başladı. 1943 yılında ilk yeni gerçekçi film olarak anılacak Luchino Visconti’nin Ossessione (1943) filmi izleyici ile buluştu.
Ana Dönem
Visconti’nin Ossessione filmi özellikle yaklaşım açısından çığır açan bir filmdi. Filmin öyküsü, karakterlerin tutkusu, kamera ve kadraj kullanımı, kompozisyonlar sinema için oldukça yenilikçiydi. Filmde yer verilen çarpık ilişki otoriteler tarafından filmin hedef alınmasına sebep oldu. Filmin bazı kopyaları yakıldı. 1945 yılında “İtalyan Baharı”nın başlamasıyla birlikte bir çok İtalyan yönetmen Visconti’nin yaklaşımını geliştirip genişleterek benzer filmler çekmeye başladı. Bu yönetmenler arasında faşist dönemde iktidar için film çekenler de faşist yönetime hiç çalışmamış olan Marksist yönetmenler de bulunmaktaydı. Yeni gerçekçi yönetmenlerin bir kısmı film eleştirmeniydi. Yaklaşık 10 yıllık dönem içerisinde yeni gerçekçi olarak nitelendirilebilecek yüze yakın film çekildi. Bu filmler içerisinden ancak çok az sayıda yönetmenin bazı filmleri ön plana çıkarak yeni gerçekçi akımının sınırlarının belirlenmesini sağladı: Rossellini’nin Rome Open City (1945) ve Paisan (1946) filmleri, De Sica’nın Shoeshine (1946), The Bicycle Thieves (1948), Umberto D. (1952); ve Visconti’nin The Earth Trembles (1948) filmi.
Yeni gerçekçi filmler karşıtlık yaratmak üzerine çekildi. Bu karşıtlık sadece ülke yönetimindeki otoriteye karşı değil aynı zamanda İtalya’da gösterime giren otorite yanlısı tüm filmleri, hedefine alıyordu. Faşist dönem ve sonrasında gösterime giren Telefoni Bianchi ve Hollywood filmlerinden içerik ve teknik olarak farklılaşmak yeni gerçekçiliğin en belirgin amacıydı. Yeni gerçekçi filmlere karşı yaklaşımlar film sayısı arttıkça ve akımın karakteristiği oluştukça konsolide olmaya başladı. Filmler İtalya hükümeti ve İtalyan halkı tarafından farklı, dünya sinema camiası ve izleyicileri tarafından farklı şekilde değerlendirilmeye başlandı.
İtalyan Yeni Gerçekçilik Akımının Sonu
İtalya’da yeni iktidar, halka içerisinde bulundukları durumun Yeni Gerçekçi filmlerle anlatılmasını istemedi. Filmler hem gerçekleri anlatıyor hem de oldukça pesimist bir tablo çizip mutlu olmayan öykülerle sonlanıyordu. Faşizm sonrası dönemde bir çıkış noktası yaratmaya çalışan hükümet için bu durumu oldukça zorlayıcıydı. Yeni Gerçekçi filmlere İtalyan halkının yaklaşımı da hükümetten çok farklı değildi. Halk yaşadığı zorluklar içerisinde sinemayı bir rahatlama ve motivasyon noktası olarak görmek istiyordu. İzleyiciler kendi yaşantılarından kaçmak için sinemaya gittiğinde, karşılaştıkları şey ekonomik, siyasi ve sosyal çöküşü konu alan yeni gerçekçi filmlerdi. İzleyiciler yeni gerçekçiliğin en etkili olduğu dönemde dahi Amerikan filmlerine veya Amerikan filmlerindeki gibi iyi bir yaşantının var olduğunu ispatlamaya çalışan İtalyan yapımlarına gitmeyi tercih etti. Bu durum hükümet tarafından da desteklenmeyen Yeni Gerçekçi filmlerin finanse edilememesine sebep oldu. Kısa zamanda yeni gerçekçilik arkasında çok fazla akım yönetmen ve filme ilham vererek sona erdi. Hükümet ve halkın yaklaşımını uygun yeni gerçekçi filmler de çekildi. Bu filmler Pembe Yeni Gerçekçi filmler olarak anıldı.
İtalyan Yeni Gerçekçilik Akımının Karakteristikleri
Filmlerde 2. Dünya savaşı sonrası yıkılmış İtalya şehirleri, açlık, fakirlik, yoksunluk konu ediliyordu. İzleyicinin motivasyonunu yükseltmeye veya onu salondan mutlu sonla ayırmak için hiçbir efor sarf edilmiyordu. Yeni Gerçekçilik, belgesel çekim yöntemlerine sıklıkla başvurdu. Öykü anlatımı filmlerde çok ön plana çıkmadı. Klasik öykü yapısı sıklıkla kırıldı. Filmlerde halk ve işçi sınıfına sıklıkla yer verildi. Bu sınıflara dahil olan kişiler kahramanlaştırıldı. Teknik olarak bakıldığında filmler açık alanlarda, gerçek ortamlarda, amatör oyuncularla, doğal ışık altında çekildi. Yenilikçi kamera açıları, kesmeler ve kadraj kullanımı oldukça yaygındı. Negative space kullanımı, post synchronized sese filmlerde sıklıkla yer verildi.
Yeni Gerçekçiliğin herhangi bir manifestosu veya kural seti yoktu. İtalyan gazeteci ve İtalyan Yeni Gerçekçi sineması için senaryolar yazan Cesare Zavattini, özellikle yönetmen Vittorio De Sica ile verimli şekilde çalıştı. Zavattini, 26’sı De Sica olarak olmak üzere 126 senaryo tamamladı. Alessandro Blasetti, Giuseppe De Santis, Luchino Visconti ve Alberto Lattuada gibi isimler için senaryo yazdı. Zavattini 2. Dünya Savaşı’nın sona ermesini takip eden on yılda İtalyan Yeni Gerçekçiliğinin en önemli isimlerinden biri oldu.
İtalyan Yeni Gerçekçilik Akımının Etkileşimleri
İtalyan Yeni Gerçekçiliği İtalya’da çok kabul görmemiş ve 10 yıllık bir süre içerisinde ana dalga sona ermişti. Buna rağmen dünya sinemasını çok önemli şekilde etkiledi. İtalyan Yeni Gerçekçilik akımı German Rubble film, Free Cinema, British Social Realism, Cinema Vertie, French Nouvelle Vague akımlarını ve Latin Amerika ve Hindistan sinemalarını önemli ölçüde etkiledi. İtalyan Yeni Gerçekçiliği İtalya’da da ana dalgadan sonra çekilen ikincil bir dalga ile farklılaşarak devam etti. Federico Fellini, Michelangelo Antonioni, Pier Paolo Pasolini, Roberto Rossellini, Vittorio De Sica gibi yönetmenler ikinci dalganın taşıyıcıları oldu. Pesimisttik yaklaşımı bir kenara bırakarak İtalya’ya dair güzellemeler yapan pembe yeni gerçekçi filmler de yeni gerçekçilikten referans alan filmlerdi.
İtalyan Yeni Gerçekçilik Film Listesi
Sıralama (listeleme, gösterim, IMDb puanı)- The Road (1954) Federico Fellini
- The Path of Hope (1950) Pietro Germi
- Stromboli (1950) Roberto Rossellini
- Rome, Open City (1945) Roberto Rossellini
- Shoeshine (1946) Vittorio De Sica
- Obsession (1943) Luchino Visconti
- Paisan (1946) Roberto Rossellini
- Miracle in Milan (1951) Vittorio De Sica
- La Terra Trema (1948) Luchino Visconti
- L’amore (1948) Roberto Rossellini
- Europe ’51 (1952) Roberto Rossellini
- Germany Year Zero (1948) Roberto Rossellini
- Bitter Rice (1949) Giuseppe De Santis
- Bicycle Thieves (1948) Vittorio De Sica
- Beautiful (1951) Luchino Visconti
- Angelina (1947) Luigi Zampa
- Anni difficili (1948) Luigi Zampa
- Umberto D. (1952) – Vittorio De Sica
The Road, İtalyan yönetmen Federico Fellini’nin çektiği bir dram filmidir. Film, bir seyyar satıcının hayatını konu alır. Satıcı, bir sirk gezisi sırasında karısı ve çocuğunu kaybeder ve yalnız kalır. Bu kayıptan sonra, satıcı kendi hayatını sorgulamaya ve arayışa girer. Birçok farklı kişiyle karşılaşır, birçok farklı iş deneyimler, ama her zaman…➝
The Path of Hope, İtalyan yönetmen Pietro Germi tarafından çekilen bir dramatik filmdir. Film, II. Dünya Savaşı’nın hemen ardından İtalya’da geçmektedir ve bir grup fakir köylünün hikayesini anlatır. Köylüler, savaş sonrası yıkım ve yoksullukla mücadele ederken, bir yandan da umutlarını korumaya çalışırlar. Filmin ana karakteri olan Don Camillo, köylülere yardım…➝
Stromboli, İtalyan neorealist film yönetmeni Roberto Rossellini tarafından çekilen bir dram filmidir. Film, İtalya’da savaş sonrası dönemde yaşanan yıkımın ardından hayatta kalmak için zorlu bir karar alan bir kadının öyküsünü anlatır. Almanya’dan İtalya’ya sığınan bir kadın, bir balıkçı köyünde yaşayan ve hayatı zor şartlarda devam ettiren bir grup insanla tanışır….➝
“Rome, Open City”, Roberto Rossellini tarafından yönetilen ve İkinci Dünya Savaşı sırasında İtalya’da geçen bir drama filmidir. Film, İtalyan direniş hareketine odaklanır ve Nazi işgaline karşı mücadele eden bir grup insanın hikayesini anlatır. Film, gerçekçi bir tarzda çekilmiştir ve çekimlerin büyük bir kısmı Roma sokaklarında yapılmıştır. “Rome, Open City”, İtalyan…➝
Shoeshine, İtalyan neorealist sinemanın önemli örneklerinden biri olan bir drama filmidir. Film, Roma’da yaşayan iki genç çocuğun, bir yandan arkadaşlıklarını sürdürürken bir yandan da hayatlarının zorlu koşullarından kurtulma umudunu yitirdikleri bir dönemdeki yaşamlarını anlatır. İki çocuk, yasadışı işler yaparak para kazanmaya çalışırlar ancak başarısız olurlar ve sonunda polis tarafından yakalanırlar….➝
Luchino Visconti’nin yönettiği Obsession (Ossessione) filmi, 1930’larda İtalya’da yoksulluk içinde yaşayan insanların hikayesini anlatıyor. Film, James M. Cain’in The Postman Always Rings Twice romanından uyarlanmış olsa da, hikaye İtalya’ya uyarlanmıştır. Filmin ana karakterleri, talihsiz bir otel sahibi ve oteline gelen göçmen bir adamdır. İkisi birbirlerine aşık olurlar ve birlikte kaçmak…➝
Roberto Rossellini’nin yönettiği Paisan, İtalya’nın II. Dünya Savaşı’ndan sonra yaşadığı yıkımın ardından ülkenin kurtuluşu için yapılan mücadeleleri anlatıyor. Film, İtalya’nın farklı bölgelerinde yaşayan insanların hikayelerine odaklanıyor. Altı bölümden oluşan filmde İtalya’nın farklı yerlerindeki Amerikan askerleri, İtalyan partizanlar, Katolik rahipler ve diğer sıradan insanların kesişen yaşamları anlatılıyor. Rossellini’nin neo-realist yaklaşımı ile…➝
Miracle in Milan, Vittorio De Sica tarafından yönetilen bir İtalyan filmidir. Film, yoksul bir yetim olan Toto’nun hikayesini anlatır. Toto, büyükbabası tarafından bir yetimhanede büyütülmüştür ve daha sonra büyükbabası ölünce sokaklarda yaşamak zorunda kalır. Bir gün, bir grup melek Toto’yu ziyaret eder ve ona bir sırrı açıklarlar. Toto, meleklerin yardımıyla…➝
La Terra Trema, İtalyan neorealist sinemanın önemli filmlerinden biridir ve yönetmen Luchino Visconti tarafından çekilmiştir. Film, Sicilya’da balıkçılık yapan bir ailenin yaşamını konu alır. Aile, balıkçılık işinden sadece geçimlerini sağlayabiliyor ve sürekli borç içinde yaşamak zorunda kalıyorlar. Bu yüzden ailenin genç oğlu, ailelerinin bu yoksulluk döngüsünü kırmak ve daha iyi…➝
L’amore, İtalyan film yönetmeni Roberto Rossellini tarafından çekilen bir antoloji filmidir. Film iki ayrı hikayeden oluşmaktadır. İlk hikaye, annesini kaybeden bir çocuğun öyküsünü anlatırken, ikinci hikaye bir gezginin bir köylü kadınla yaşadığı aşk hikayesine odaklanmaktadır. Film, neorealizm akımının önemli örneklerinden biridir ve İtalyan toplumunun savaş sonrası yıkımını ve yoksulluğunu yansıtmaktadır.
Europe ’51, İtalyan neorealist film yönetmeni Roberto Rossellini tarafından çekilen bir dram filmdir. Film, bir sosyetik kadının hayatının, bir çocuğun ölümü sonrasında radikal bir değişime uğramasını anlatır. Kadın, çocuğun ölümü sonrasında hayatındaki tüm lüks ve konforlu şeyleri geride bırakarak, insanlara yardım etmeye başlar. Kendini fakir insanların yardımına adamış olan kadın,…➝
Roberto Rossellini’nin yönettiği Paisan, İtalya’nın II. Dünya Savaşı’ndan sonra yaşadığı yıkımın ardından ülkenin kurtuluşu için yapılan mücadeleleri anlatıyor. Film, İtalya’nın farklı bölgelerinde yaşayan insanların hikayelerine odaklanıyor. Altı bölümden oluşan filmde İtalya’nın farklı yerlerindeki Amerikan askerleri, İtalyan partizanlar, Katolik rahipler ve diğer sıradan insanların kesişen yaşamları anlatılıyor. Rossellini’nin neo-realist yaklaşımı ile…➝
Bitter Rice, İtalyan Yeni Gerçekçilik akımının önemli örneklerinden biri olan bir dram filmidir. Film, savaş sonrası İtalya’da pirinç tarlalarında çalışan iki kadının öyküsünü anlatır. Francesca ve Silvana, pirinç tarlalarında çalışan iki kadındır. İkisi de aynı erkeğe ilgi duyarlar ve aralarında bir rekabet başlar. Ancak aynı zamanda, tarlalarda çalışırken, işçilerin hakları…➝
“Bicycle Thieves” (Ladri di biciclette), 1948 yılında Vittorio De Sica tarafından yönetilen İtalyan bir drama filmidir. Film, II. Dünya Savaşı sonrası İtalya’da yaşanan yoksulluk ve işsizliğe odaklanmaktadır. Film, işsiz bir adam olan Antonio Ricci’nin, iş için gereken bisikletini çalınması üzerine oğlu Bruno ile birlikte bisikleti arama yolculuğunu konu alır. Bisikletin…➝
Beautiful, Luchino Visconti’nin yönettiği bir İtalyan filmidir. Film, zengin ve güzel bir kontes olan Livia Serpieri’nin hikayesini anlatır. Livia, yakın zamanda evlenmiştir ama kocasından memnun değildir. Bir gün, eski bir aşkı olan yakışıklı bir subayla karşılaşır ve tutkulu bir ilişki başlar. Ancak subayın siyasi görüşleri, Livia’nın hayatını ve aşkını derinden…➝
Angelina, İtalyan yönetmen Luigi Zampa tarafından çekilen bir dram filmidir. Film, II. Dünya Savaşı’nın hemen ardından İtalya’nın yoksul güneyinde geçmektedir. Angelina, genç bir kadındır ve hayatta kalmak için işsiz kalmış kocasıyla birlikte çiftliklerde çalışmaktadır. Ancak bir gün, Angelina kocası tarafından terk edilir ve tek başına hayatta kalmak zorunda kalır. Bu…➝
Anni difficili, İtalya’nın II. Dünya Savaşı’ndan sonraki zorlu yıllarında geçen bir film. Film, bir gazeteci olan Andrea Marcocci’nin, zor zamanlarda hayatta kalmaya çalışan İtalyanlar hakkındaki gerçekleri yazmak için mücadelesini konu alıyor. Andrea, zorlu bir siyasi atmosferde yaşayan, yolsuzluk ve yasalara uyumsuzlukla mücadele eden bir grup insanın hikayesini yazarken, aynı zamanda…➝
Emekli maaşıyla geçinemeyen Umberto D. ev sahibine borçlarını ödeyememektedir. Pansiyondan atılma korkusu ve geçim kaygısıyla günden güne umutsuzluğa düşen yaşlı adamı hayatta tutan tek şey köpeği olacaktır.
En İyi İtalyan Yeni Gerçekçilik Yönetmenleri
En İyi İtalyan Yeni Gerçekçilik Filmleri
- Bicycle Thieves (1948)
- Rome, Open City (1945)
- Umberto D. (1952)
- Germany Year Zero (1948)
- Obsession (1943)
Referanslar ve İleri Okuma
İlişkili Yazılar
Paylaş