Alman Dışavurumculuğu Akımı

Kaydedildi0
20. yüzyılın başında, 1. Dünya Savaşı (1914-1918) tüm Avrupa’yı değiştirdi. Avrupa ülkeleri ekonomi, sosyoloji, bilim, ticaret, sanayi ve sanat gibi konularda günümüzü şekillendirecek bir değişim içerisine girdi. Henüz erken dönemlerini yaşayan sinema bu değişimi geçiren başlıca sanat disiplinlerinden biri oldu. Sinema kalıcı şekilde 1. Dünya Savaşı’nın etkilerini yüklendi. German Expressionism sinemada yaşanan bu değişimi en iyi aktaran akımlardan biri oldu.
ImageBahadır Mahmut
Bahadır Mahmut

İlişkili Akım ve Listeler

İçerik Başlıkları

Film Listesi Tanımı
20. yüzyılın başında, 1. Dünya Savaşı (1914-1918) tüm Avrupa’yı değiştirdi. Avrupa ülkeleri ekonomi, sosyoloji, bilim, ticaret, sanayi ve sanat gibi konularda günümüzü şekillendirecek bir değişim içerisine girdi. Henüz erken dönemlerini yaşayan sinema bu değişimi geçiren başlıca sanat disiplinlerinden biri oldu. Sinema kalıcı şekilde 1. Dünya Savaşı’nın etkilerini yüklendi. German Expressionism sinemada yaşanan bu değişimi en iyi aktaran akımlardan biri oldu.

  • “Nerves” (1919), I. Dünya Savaşı’nın sonlarında, bir Alman kasabasında geçen bir dram filmidir. Film, bir demiryolu istasyonunda çalışan işçilerin, sevgi, ihanet, intikam ve trajedi dolu hayatlarına odaklanır. Filmde, toplumsal ve psikolojik gerilimler, kişisel çatışmalar ve sınıfsal farklılıklar gibi temalar ele alınır. “Nerves”, döneminde oldukça etkileyici ve yenilikçi bir film olarak kabul edildi ve Robert Reinert’in yönetmenliğiyle, doğaçlama oyunculuk, montaj ve atmosferik görüntülerle dolu bir sinematik deneyim sunar. Filmin orijinal müziği ise, ünlü besteci Giuseppe Becce tarafından bestelendi.
  • “Nosferatu” (Nosferatu: Bir Sinfoni Mefistofelesinde), 1922 yılı yapımı bir Alman korku filmidir. Film, Bram Stoker’ın Drakula romanına dayanarak yapılmıştır. Hikaye, genç bir emlakçının, Hutter’ın, Transilvanya’ya gitmesi ve orada karşılaştığı Kont Orlok adlı gizemli bir vampirin peşine düşmesini konu alır. Hutter, Orlok’un kasabasına gelmesiyle bir dizi ürkütücü olayla karşılaşır. Film, sürükleyici atmosferi ve Murnau’nun deneysel sinema teknikleri ile tanınır ve Alman Ekspresyonist sinemasının önde gelen örneklerinden biridir.
  • “Phantom” (Fantoma), 1922 yılında çekilen bir Alman sessiz filmidir. Film, Londra’da bir tiyatroda çalışan genç bir kadın olan Lorenzi’nin, sahne işçisi olan Erique adlı bir adamın takıntılı aşkına karşı mücadelesini konu alır. Lorenzi, Erique’nin takıntılı tutumlarından kurtulmaya çalışırken, gizemli bir şekilde ortadan kaybolan birkaç kişinin ardındaki gerçeği öğrenir. Film, F.W. Murnau’nun görsel zenginliği ve deneysel sinema teknikleri ile dikkat çeker ve Alman Ekspresyonist sinemasının önde gelen örneklerinden biridir.
  • Leo Birinsky ve Paul Leni tarafından yönetilen “Waxworks” filminin öyküsü, bir balmumu müzesinde çalışan bir genç adamın, müzede sergilenen üç ünlü kişinin hikayelerini anlatmasına dayanıyor. İlk hikaye, Caliph Harun Al-Rashid’in maceralarını anlatırken, ikinci hikaye, Ivan the Terrible’in hayatını ve son hükümranlığı dönemini konu alıyor. Son hikaye ise Jack the Ripper’ın İngiltere’de yaptığı cinayetleri anlatıyor. Filmin görsel tasarımı oldukça etkileyici ve stilize edilmiş. Her hikaye kendi içinde tamamlanırken, genel olarak film, korku, macera ve tarihi bir araya getiriyor.
  • “Vampyr” (1932), bir seyahatname yazarının Fransa’da yaşadığı doğaüstü olayları anlatan bir korku filmi. Yazar Allan Gray, keşfettiği gizemli bir şatoda yaşayan ailede, vampirlerin varlığından şüphelenir. Şatodaki ürkütücü ve karanlık olaylara tanık olan Gray, kendini korkunç bir sırrın içinde bulur ve hayatı tehlikeye girer. Film, gerilim, atmosferik korku ve gotik unsurlarla doludur ve Dreyer’in özgün sinematografik tarzını yansıtır. Görüntü yönetimi, ışık ve gölge oyunları, kamera açıları ve yavaş hareketli sahneler, filmin ürkütücü atmosferini artırır. “Vampyr”, özgün korku filmlerinden biri olarak kabul edilir ve sinema tarihinde önemli bir yere sahiptir.
  • “Warning Shadows” (Uyarı Gölgeleri), 1923 yapımı bir Alman sessiz filmidir. Film, bir soylu ailenin evinde geçen bir öyküyü anlatır. Film, yemeğe davet edilen birkaç kişi ve hizmetçilerinin arasındaki gizli aşklar, kıskançlıklar ve entrikaların ortaya çıkmasını anlatır. Filmin dikkat çeken özellikleri arasında, gölge oyunlarının kullanımı ve gizli duyguları gösteren detaylı mimiklerin kullanımı yer almaktadır. “Warning Shadows”, Alman Ekspresyonist sinemasının bir örneği olarak kabul edilir ve sinema tarihinde önemli bir yere sahiptir.
  • “The Student of Prague” (Praglı Öğrenci), 1913 yapımı Alman sessiz filmidir. Film, bir öğrencinin ruhunu şeytanla değiştirdiği bir hikayeyi anlatır. Balduin, sevdiği kadını etkilemek için şeytana başvurur ve onun öğrencinin suretine girmesi karşılığında zengin olmayı kabul eder. Ancak, şeytanla yaptığı anlaşma sonrası hayatı, korkunç bir şekilde değişmeye başlar. Film, Alman romantik edebiyatından etkilenerek çekilmiştir ve dönemin en başarılı Alman filmlerinden biri olarak kabul edilir. Paul Wegener, filmin başrolünde oynamasının yanı sıra yönetmenliğini de üstlenmiştir. “The Student of Prague”, Alman sessiz sinemasının öncülerinden biri olarak kabul edilir ve Alman ekspresyonizminin özelliklerini taşır.
  • “The Last Laugh” (Son Kahkaha), 1924 yılında F.W. Murnau tarafından yönetilen bir Alman sessiz filmidir. Film, ünlü bir otelin asansör operatörü olan yaşlı bir adamın, işinden kovulduktan sonra yaşadığı kişisel ve toplumsal düşüşü konu alır. Film, otelin asansör operatörünün gördüğü toplumsal statünün kaybı ve onunla birlikte gelen utanç, aşağılanma ve yıkım hissini anlatır. “The Last Laugh”, sessiz sinema döneminin en önemli filmlerinden biri olarak kabul edilir.
  • “The Man Who Laughs” (1928), Victor Hugo’nun aynı adlı romanından uyarlanan bir dramatik film. Film, 17. yüzyıl İngiltere’sinde, serseri bir adamın oğlu Gwynplaine’in yüzünü bir cerrah tarafından sabit bir şekilde gülümseyen bir ifadeye dönüştürmesiyle başlar. Gwynplaine, korkunç görüntüsü nedeniyle bir “gülümseyen adam” olarak ünlenir ve Sir John ve onun kör kızı Dea tarafından sahiplenilir. Gwynplaine, Dea’ya aşık olur, ancak onun dış görünüşünden utanır ve bu nedenle Dea’yı mutlu edebilmek için bir seçim yapmak zorunda kalır. Film, doğaçlama oyunculuk ve atmosferik görüntülerle doludur ve Paul Leni’nin yönetimi altında sinematik açıdan zengin bir deneyim sunar.
  • “The Hands of Orlac” (Orlac’ın Elleri), 1924 yılı yapımı bir Alman korku filmidir. Film, bir piyanist olan Paul Orlac’ın elini kaybetmesi ve yerine nakledilen başka birinin eliyle yeniden çalabilmesi için yapılan ameliyat sonrasında yaşadığı zorlukları anlatıyor. Ancak, Orlac’ın yeni elinin bir seri katilin eli olduğuna dair şüpheleri artar ve hayatı tehlike altına girer. Film, sürükleyici atmosferi ve Alman Ekspresyonist tarzı ile tanınır ve daha sonra birçok kez yeniden yapılmıştır.
  • “The Golem” (Golem), 1920 yapımı Alman sessiz filmidir. Film, Prag’da yaşayan Yahudilerin hikayesini anlatır. Yahudi bir rahip, tanrısal güçlere sahip bir yaratık olan Golem’u yaratır ve onu toplumu korumak için kullanır. Ancak, Golem’un güçleri kontrolden çıkar ve rahip, yaratığın şiddetine karşı koymak zorunda kalır. Film, Yahudi efsanesi Golem’dan uyarlanmıştır ve Alman ekspresyonizminin özelliklerini taşır. Paul Wegener, filmin başrolünde oynamasının yanı sıra yönetmenliğini de üstlenmiştir. “The Golem”, Alman sessiz sinemasının klasiklerinden biri olarak kabul edilir ve özellikle görsel efektleri ve atmosferik yapısı ile dikkat çeker.
  • “Tartuffe”, F.W. Murnau’nun 1925 yapımı sessiz filmidir. Film, Molière’in aynı adlı oyunundan uyarlanmıştır. Tartuffe, iyi niyetli ve cömert bir adam olarak görünen ancak gerçekte düzenbazlık yapan bir din adamıdır. Orgon adındaki bir adam, Tartuffe’ün sözde dindarlığına kanar ve onu evinde ağırlar. Ancak Tartuffe, Orgon’un karısı, kızı ve evinin kontrolünü ele geçirmeye çalışır. Film, iki saatlik sessiz film tarzında çekilmiştir ve Murnau’nun görsel hikaye anlatımı ve oyuncu performansları övgüyle karşılanmıştır.
  • “The Cabinet of Dr. Caligari” (Dr. Caligari’nin Muayenehanesi), 1920 yılında çekilen bir Alman sessiz filmidir. Film, bir hipnotizmacının bir fuarda sergilediği son derece tuhaf bir adamı kontrol altına alması sonucu ortaya çıkan olayları konu alır. Caligari’nin kontrolündeki adam, bir dizi cinayet işlemeye başlar ve filmin ilerleyen bölümlerinde gerilim ve gizem artar. Filmin dikkat çeken özellikleri arasında, unutulmaz mimari tasarımı ve karakterlerin tuhaf makyajları yer alır. “The Cabinet of Dr. Caligari”, Alman Ekspresyonist sinemasının en önemli örneklerinden biri olarak kabul edilir.
  • “Destiny” (Kader), 1921 yılında Fritz Lang tarafından yönetilen bir Alman sessiz filmidir. Film, bir kadının ölen nişanlısını geri getirmek için Ölüm ile yaptığı anlaşmayı konu alır. Kadın, üç farklı hikayede Ölüm ile karşılaşır ve her bir hikaye farklı bir ülkede geçer. Her hikaye, kadının Ölüm’e yalvarması ve onu ikna etmeye çalışması ile sonuçlanır. Film, dönemin sanatsal ve görsel özellikleri ile öne çıkan bir başyapıt olarak kabul edilir ve Lang’in yönetmenlik kariyerinde önemli bir yere sahiptir.
  • Fritz Lang’in yönetmenliğini yaptığı “Dr. Mabuse the Gambler” filminin öyküsü, Norbert Jacques’in aynı adlı romanına dayanıyor. Film, psikopat bir suç dehası olan Dr. Mabuse’un, Berlin’de çeşitli suçlar işleyerek zenginlik ve güç arayışını anlatıyor. Polis, Mabuse’un peşine düşerken, onun gücüne karşı zorlu bir mücadele verir. Film, toplumsal düzenin çözülmesi, bireysel güç arayışı ve modernleşme sürecine eleştirel bir bakış sunarken, dönemin Almanya’sının yıkım sonrası kaotik ortamını da yansıtıyor. Görsel açıdan da dönemin deneysel sinema tekniklerini kullanarak atmosferik bir gerilim yaratıyor.
  • “Die Nibelungen: Siegfried” (Nibelungen: Siegfried), 1924 yılında Fritz Lang tarafından yönetilen bir Alman sessiz filmidir. Film, İskandinav efsanelerinde geçen Nibelungen hikayelerinden biri olan Siegfried’in maceralarını anlatır. Siegfried, ejderha Fafnir’i öldürerek onun hazinesini ele geçirir. Ancak bu, onu birçok tehlikeli düşmanın hedefi haline getirir. Film, Alman tarihinin birçok unsuru ve sembolünü kullanarak bir destan anlatır ve döneminin özel efektleri, set tasarımı ve sinematografisi ile öne çıkar.
  • “Die Nibelungen: Kriemhild’s Revenge” (Nibelungen: Kriemhild’in İntikamı), Fritz Lang’ın 1924 yapımı sessiz Alman filmi “Die Nibelungen” serisinin ikinci bölümüdür. Film, Siegfried’in ölümünden sonra dul kalan Kriemhild’in intikamını almaya karar vermesiyle başlar. Kriemhild, eski düşmanlarıyla yüzleşir ve onları alt etmek için hain bir plan hazırlar. “Die Nibelungen: Kriemhild’s Revenge”, Alman destanı Nibelungenlied’den uyarlanmıştır ve Alman sinemasının önemli bir yapıtı olarak kabul edilir. Film, sessiz sinemanın döneminin en büyük bütçelerinden biriyle yapılmıştır ve Lang’ın sinematografisi, görsel efektleri ve yapım tasarımı ile öne çıkar.
  • İşçi sınıfı ile şehir planlamacıları arasında keskin şekilde bölünmüş fütüristik şehirde, kentin kurucusunun oğlu, bir kurtarıcının gelişini öngören işçi sınıfı peygamberine aşık olacaktır.
  • Mephisto, Tanrı ile Dünya üzerine bahse girer. Bahsin kazananı, kendisini ilim irfana adamış olan Faust’un ruhunu Mephisto’ya teslim edip etmeyeceği ile belli olacaktır. Mephisto amacına ulaşmak için yer yüzüne iner.
  • Hans Beckert koca bir şehre bela olmuştur. İşlediği çocuk cinayetleri şehrin çetelerinden polisine kadar tüm ahalisini linç için bir araya getirmiştir. Hans Beckert tüm yaptıklarına rağmen suçlu mudur?

En Çok Okunan Listeler

  • Yasaklı Filmler Listesi

    281
    bin okuma
  • Sexploitation – Seks İstismar Filmleri Listesi

    167
    bin okuma
  • kult türk filmleri listesi kultalt.com

    Kült Türk Filmleri Listesi

    52
    bin okuma
  • Klasik Filmler Listesi

    148
    bin okuma
  • Kült Filmler Listesi

    201
    bin okuma