KültAlt Film Seçkisi
KültAlt film seçkisi sinemaya geniş bir perspektiften yaklaşmaya yardımcı olabilecek filmlerden oluşur. Sinemanın klasiklerinden en sıra dışı örneklerine kadar ulaşan geniş bir seçkidir -KültAlt’ın kısa özeti niteliğinde-.
Hızlı bir sinema ile tanışma listesi olarak değerlendirilebilir. Popüler filmleri hariç tutarak sinemanın sınırlarını temsil edebilecek filmlere yer verilmiştir.
Hızlı bir sinema ile tanışma listesi olarak değerlendirilebilir. Popüler filmleri hariç tutarak sinemanın sınırlarını temsil edebilecek filmlere yer verilmiştir.
- To Kill a Mockingbird, Alabama’da 1930’ların ortasında geçen, bir çocuğun gözünden ırkçılık ve adalet sistemi hakkında bir hikayedir. Scout Finch adlı küçük bir kız çocuğu, babası Atticus Finch’in, bir siyah adamın tecavüz suçlamasıyla yargılandığı bir davayı üstlenmesiyle, hayatının dönüm noktasına gelir. Atticus, adalet ve dürüstlük için mücadele ederken, Scout ve kardeşi Jem, ırkçılıkla yüzleşir ve yaşadıkları toplumda adaletsizlikle karşı karşıya kalır. Film, Harper Lee’nin Pulitzer ödüllü romanına sadık kalırken, ırkçılık, adalet, insan hakları, eşitlik ve önyargı gibi temaları ele alır. Aynı zamanda Scout’un ve Jem’in büyüme hikayelerine odaklanırken, insanlık ve empati gibi temel insan değerlerine de vurgu yapar.
- James Cameron’ın yönettiği 1984 yapımı “The Terminator”, gelecekte bir insan direniş lideri olan John Connor’ın annesi Sarah Connor’u öldürmeye çalışan bir robotun, Terminator’un peşinden giden bir adam olan Kyle Reese ile karşılaşmasını anlatıyor. Film, insanların yarattığı bir yapay zekanın devre dışı kaldıktan sonra onun kontrolündeki robotların insanları yok etmek için savaş açtığı bir gelecekte geçiyor. Kyle ve Sarah, Terminator’a karşı mücadele ederek, insanlık için bir gelecek mücadelesine girişiyorlar. Arnold Schwarzenegger, Terminator rolüyle ikonik bir performans sergiliyor.
- “The Cabinet of Dr. Caligari” (Dr. Caligari’nin Muayenehanesi), 1920 yılında çekilen bir Alman sessiz filmidir. Film, bir hipnotizmacının bir fuarda sergilediği son derece tuhaf bir adamı kontrol altına alması sonucu ortaya çıkan olayları konu alır. Caligari’nin kontrolündeki adam, bir dizi cinayet işlemeye başlar ve filmin ilerleyen bölümlerinde gerilim ve gizem artar. Filmin dikkat çeken özellikleri arasında, unutulmaz mimari tasarımı ve karakterlerin tuhaf makyajları yer alır. “The Cabinet of Dr. Caligari”, Alman Ekspresyonist sinemasının en önemli örneklerinden biri olarak kabul edilir.
- Jacques Tati’nin yönetmenliğini üstlendiği Playtime, modernizm ve teknolojinin getirdiği değişimleri konu alan bir komedi filmidir. Film, Paris’te iş seyahati için bulunan bir adamın yaşadıklarını konu almaktadır. İş gezisi sırasında Paris’in modern mimari yapıları arasında kaybolan adam, şehrin hareketli hayatına dahil olur ve birçok ilginç karakterle karşılaşır. Film, modern hayatın yalnızlaştırıcı ve insandan uzaklaştırıcı etkilerine vurgu yaparken, teknolojinin de insanın yaşam tarzını nasıl değiştirdiğini işlemektedir.
- Martin Scorsese’in 1980 tarihli filmi Raging Bull, orta sıklet boks şampiyonu Jake LaMotta’nın gerçek hayat hikayesine dayanmaktadır. Film, boks kariyeri boyunca hem ring içinde hem de dışında yaşadığı kişisel ve psikolojik mücadelelere odaklanmaktadır. LaMotta’nın acımasız ve şiddetli kişiliği, evliliği ve aile hayatı da filmde işlenen diğer konular arasındadır. Başrolde Robert De Niro’nun üstün oyunculuğuyla dikkat çeken Raging Bull, sinema tarihinde en iyi filmler arasında yer almaktadır.
- “Man with a Movie Camera” (Kamera ile Adam), Sovyet sinemasının öncü isimlerinden Dziga Vertov’un 1929 yılı yapımı belgesel filmidir. Film, bir günün hayatını, insanların işlerini, günlük aktivitelerini, şehir yaşamını ve insanların eğlence aktivitelerini gösteren bir dizi kısa kesitlerden oluşur. Kamera ve kurgu teknikleri kullanılarak oluşturulmuş olan film, Sovyet sinemasında belgesel sinemanın önemini vurgular. Film, sadece bir gösteri değil, aynı zamanda insanların hayatını anlamaya ve anlatmaya yönelik bir araştırma olarak da kabul edilir. “Man with a Movie Camera”, sinema tarihinde inovasyon, yaratıcılık ve özgünlükle bağdaştırılan bir başyapıt olarak kabul edilir.
- Jules and Jim, 1962 yılında yönetmen François Truffaut tarafından çekilen bir Fransız romantik drama filmidir. Film, I. Dünya Savaşı öncesinde, Paris’te yaşayan iki arkadaş Jules ve Jim’in, aynı kadına, Catherine’e duydukları aşkı konu almaktadır. Catherine, özgür ruhlu, baştan çıkarıcı ve ilginç bir kadındır. Jules ve Jim, Catherine’e aşık olurlar ve aralarında bir aşk üçgeni oluşur. Film, Truffaut’nun özgün sinematografik tarzını yansıtır ve zamanın ötesinde kalmış bir klasik haline gelmiştir.
- 1995 yapımı Ghost in the Shell, bir bilimkurgu filmi ve aynı adlı manga serisinin uyarlamasıdır. Film, 2029 yılında, insan beynine bağlanan yapay bir bedene sahip olan özel bir polis timi olan Bölüm 9’u takip ediyor. Bölüm 9, bir hacker’ın kendi bedenine yönelik bir saldırı düzenlemesi sonucu bir dizi siber suçun ardındaki sırları açığa çıkarmaya çalışır. Film, yapay zeka, insan doğası ve varoluşsal konulara odaklanırken, aksiyon dolu bir polisiye hikayesi sunar.
- “Eating Raoul” (1982) Paul Bartel’ın yönettiği kara komedi türünde bir filmdir. Mary ve Paul Bland, fahişelerin yer aldığı bir apartman dairesinde yaşayan sıradan bir çifttir. Hayatlarının dönüm noktası, bir fahişenin evlerine girmesiyle başlar. Bu olay, çiftin bir fahişeleri öldürme planı yapmalarına neden olur. Ancak işler bekledikleri gibi gitmez ve sonrasında komik olaylar zinciri başlar. Film, mizahi bir şekilde yolsuzluğu ve Amerikan rüyasını ele alırken, aynı zamanda kara mizah türüne örnek teşkil etmektedir.
- “A Bucket of Blood” 1959 yapımı bir kara mizah ve korku filmidir. Walter adında sıradan bir garson, kendisini sanatçı olarak kanıtlamaya karar verir. Ancak yetersiz yeteneği nedeniyle işler istediği gibi gitmez. Bir gün, garson kazara bir kedi öldürür ve onu kil ile kaplar. Bu iş, ona aniden yaratıcılık kazandırır ve garson diğer insanları öldürüp onları heykeller halinde sergilemeye başlar. Ancak bir yandan da suçlarını gizlemeye çalışır.
- 1979 yapımı Apocalypse Now, Joseph Conrad’ın “Karanlıkta Kalanlar” adlı romanından uyarlanan Vietnam Savaşı’na dair bir film. Hikaye, Kaptan Benjamin Willard (Martin Sheen) adlı bir özel kuvvetler askerinin, Yüzbaşı Kurtz (Marlon Brando) adlı üst düzey bir askerinin Vietnam’daki ordu dışı bir topluluğunu bulmak için tehlikeli bir yolculuğa çıkmasını anlatıyor. Film, savaşın insan doğasına ve ahlaki yıkımına odaklanarak, savaşın getirdiği acımasızlık ve şiddet dolu dünyayı yansıtıyor.
- 14 yaşındaki Antoine Doinel söylediği yalanlar, okuldan kaçamalar ve ufak tefek hırsızlıkları ile küçük bir suçlu haline gelmiştir. Ailesinin ilgisizliği, okulun tavrı ise onu yaptıklarında tetikleyen ana unsurdur. Antoine istenildiği gibi olamamaktan suçludur. Yüzleşeceği ise hayatın bundan ibaret olduğudur.
- Kaneda kaçırılan ve devletin gizli projesine dahil edilen arkadaşı Tetsuo’nun peşine düşmüştür. Bu takip ile Kaneda; politikacılar, bilim adamları, aktivistler ve askeriye ile birlikte Tokyo Olimpiyat stadında gerçekleşecek olan son mücadelenin parçası olacak, gizli proje Akira’nın sırlarını öğrenecektir.
- Donnie Darko; ailesi, okul arkadaşları, öğretmenleri ve diğer herkes ile anlaşmazlık içerisinde olan bir lise öğrencisidir. Onu tek anlayan kendisi ile çıkma teklifini kabul eden kız arkadaşı Gretchen’dir. Donnie’nin aynı zamanda kendisine ara sıra görünen ve dünyanın sonunun geldiğini sürekli olarak tekrarlayan Frank isimli dev bir tavşan arkadaşı da vardır.
- Johnny nişanlısı Lisa ile aynı evde yaşamaktadır. İş hayatı çalkantılı olsa da etrafında bir çok sevdiği insan ve dostu vardır. Ve hepsinden önemlisi biricik Lisa her zaman yanındadır. Lisa evliliklerine kısa bir süre kala Johnny’den sıkılır ve ilginç şekilde nişanlısını en yakın arkadaşı ile aldatmaya karar verir.
- Bir hayvanat bahçesi ziyareti sırasında Lionel Cosgrove’un annesini lanetli Sumatran maymununun saldırısına uğrar. Konu en başta çok önemsenmese de anne Vera’nın hastalığı gittikçe kötüleşir ve etraftakilere yayılmaya başlar. Lionel Cosgrove’un durumu kurtarmak için ilaçlardan çok daha fazlasına ihtiyacı vardır.
- Potemkin isimli Çarlık zırhlısı içerisinde bulunan askerlerin bir çok sıkıntının yanı sıra bir de yemek sıkıntısı çekmesinden çıkan bir isyanı konu almaktadır. Askerler artık daha fazla bozuk yemek yememek için ayaklanırlar, yemek yemeyi reddederler. Bu durum komutanları tarafından askeri teamüllere uygun(!) şekilde cezalandırılmak istenir. Ve sıkıntı sahil halkını daiçine alacak şekilde hızla büyür.
- Çok yakında evlenecek olan Brad ve Janet çok da tekin olmayan güzergahlarında araçları ile birlikte seyrederken yolda kalırlar. Yardım aramak için başvurdukları yer ise dünyadan uzak fakat kendisi tek başına bir dünya olan Tim Curry’nin inanılmaz oyunculuğuyla canlandırdığı Dr. Frank-N-Furter kendi tabiriyle transseksüel Transilvanya’nın tatlı travestisinin şatosudur.
- kendi küçük çetesinin sadist lideri olan Alex, etrafa korku ve terör salmaktadır. Alex polisler tarafından yakalanır ve hapsedilir. Hapisteki iyileşen tavırları ile kendisine reddedemeyeceği bir teklif yapılır. Deneylerde kobay olmayı kabul ederse tahliye edilecektir. Alex sonunda kişiliğine saldırıya dönüşecek kobaylık deneyimi için “evet” cevabını verecektir.
- Amatör film ekibi, acımasız bir katil aynı zamanda zorba bir hırsız olan Ben’in günlük yaşantısını filme almaya başlar. Ben bir yandan hayata yaklaşımını ekibe anlatırken bir yandan da hırsızlığa ve insanları katletmeye devam eder. Kısa sürede film ekibi gördükleri karşısında amaçlarından kopmuş ve Ben’in hükmü altına girmiştir.