KültAlt

Waltz with Bashir (2008) Ari Folman

“Waltz with Bashir”, İsrail-Fransa ortak yapımı bir belgesel-animasyon filmidir. Film, yönetmen Ari Folman’ın, 1982 Lübnan Savaşı sırasında yaşadıklarını hatırlayamaması üzerine, savaş sırasında yaşadıklarını hatırlamak için yaptığı bir yolculuğu anlatıyor. Yönetmen, eski savaş arkadaşlarıyla röportajlar yapıp hatıralarını canlandıran animasyonlar kullanarak bu yolculuğu beyaz perdeye aktarıyor. Film, savaşın insanlara ve toplumlara verdiği psikolojik hasarları ve savaş sonrası travmaları ele alırken, animasyonun belgesel anlatımla birleşmesiyle dikkat çekici bir tarz yaratıyor.

Persepolis (2007) Vincent Paronnaud, Marjane Satrapi

“Persepolis”, Marjane Satrapi’nin aynı adlı grafik romanından uyarlanan animasyon bir filmdir. Film, İran Devrimi’nin öncesi ve sonrasında büyüyen genç Marjane’nin hayatını ve ülkesindeki değişen politik durumu konu almaktadır. Marjane, Batı kültürüne olan ilgisini ve ailesinin desteğini kaybetmeden ülkesindeki yıkımı ve baskıyı yaşarken, kendi kimliğini de keşfetmeye çalışır. Filmin siyah-beyaz animasyon tarzı ve Marjane’nin gözünden anlatımı, bir çocuğun savaş ve baskı gibi zorlu olaylarla başa çıkma hikayesini dokunaklı bir şekilde anlatmaktadır.

Raging Bull (1980) Martin Scorsese

Martin Scorsese’in 1980 tarihli filmi Raging Bull, orta sıklet boks şampiyonu Jake LaMotta’nın gerçek hayat hikayesine dayanmaktadır. Film, boks kariyeri boyunca hem ring içinde hem de dışında yaşadığı kişisel ve psikolojik mücadelelere odaklanmaktadır. LaMotta’nın acımasız ve şiddetli kişiliği, evliliği ve aile hayatı da filmde işlenen diğer konular arasındadır. Başrolde Robert De Niro’nun üstün oyunculuğuyla dikkat çeken Raging Bull, sinema tarihinde en iyi filmler arasında yer almaktadır.

Monster (2003) Patty Jenkins

“Monster”, hayatta kalmaya çalışan bir kadın olan Aileen Wuornos’un gerçek hayat hikayesini anlatıyor. Florida’da bir hayat kadını olarak çalışan Aileen, müşterilerinden biri tarafından şiddete maruz kalınca, kendini savunmak zorunda kalır ve sonucunda öldürür. Bu olay, Aileen’in hayatında bir dönüm noktası olur ve bir seri katil haline gelir. Ancak olaylar, kendisi için bir çıkış yolu bulmasına ve umutlu bir aşkı keşfetmesine neden olur.

Orlando (1992) Sally Potter

Sally Potter’ın yönettiği “Orlando”, Virginia Woolf’un aynı adlı romanından uyarlanmış bir filmdir. İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth’in sevgilisi olan Orlando, bir gün uyandığında kadın bedeninde olduğunu fark eder. Yüzyıllar boyunca yaşayan Orlando, bedeninin değişimleri ve zamanın etkisiyle başa çıkmaya çalışır. Film, cinsiyet, kimlik, aşk ve zaman kavramları üzerine düşündürücü sorulara sahip bir yapım olarak dikkat çekiyor.

Erin Brockovich (2000) Steven Soderbergh

Erin Brockovich, gerçek hayatta yaşanmış bir hikayeden uyarlanan bir film. Erin Brockovich, işsiz ve üç çocuklu bir annedir. İş ararken bir avukatın yanında çalışmaya başlar ve bir çevre felaketinin ardındaki gerçeği araştırmaya koyulur. Etraftaki insanların sağlığını tehlikeye atan ve su kaynaklarını kirleten bir şirketi dava eder. Başlarda hiçbir hukuk eğitimi olmamasına rağmen, olayın peşini bırakmayan Brockovich, bu çevre felaketinde şirketin sorumlu olduğunu ispatlamayı başarır.

Amistad (1997) Steven Spielberg

“Amistad”, gerçek bir olaydan esinlenerek yapılmış bir film olup 1839 yılında gerçekleşen Amistad davasını konu almaktadır. Film, bir grup Afrikalı köle gemisi Amistad’da kaçırıldıktan sonra ABD kıyılarına doğru yola çıktıkları sırada yakalandıklarını ve tutuklandıklarını anlatmaktadır. Davada, kölelerin sahipleriyle mücadele etmek için, bir avukat onları savunur. Bu film, tarihsel olaylara dayanan bir hukuk dramasıdır ve köle ticareti tarihini, insan hakları ve eşitlik kavramlarını ele almaktadır. Film, Steven Spielberg tarafından yönetilmiştir ve başrollerinde Djimon Hounsou, Morgan Freeman ve Anthony Hopkins yer almaktadır.

Amadeus (1984) – Milos Forman

Kraliyet bestecisi Salieri yetenek abidesi Wolfgang Amadeus Mozart ile karşılaşır. Salieri, uçkurunun peşinden giden genç Mozart’a bahşedilen dehanın kendisinden mahrum bırakılmasının travmasını yaşamaya başlar. Mozart kendisine bir yandan da hayranlık besleyen Salieri’nin etkisi altında kariyerine devam edecektir.