Rahatsız Edici Filmler Listesi
Seks, işkence, iğrendirme, psikopat karakterler ve daha fazlası. “En rahatsız edici” veya “aşırı filmler” tanımlaması literatürde extreme (aşırı) sinemaya karşılık düşmektedir. Extreme sinema aşırılıklarını sürekli olarak arttıran bir şekilde her gün yeni sınırları yıksa da ilk çıkış noktası aslında oldukça “normal”dir.
Bahadır Mahmutİlişkili Yazılar
Sayfa İçeriği
Rahatsız Edici Film
Tüm filmler belirli ölçülerde rahatsız edicidir. Neredeyse tüm film izleme deneyimlerinin içerisinde de izleyicinin kontrollü şekilde rahatsız edilme durumu vardır.
Filmler rahatsız edicidir çünkü, öykü yapısı içerisinde yer alan her film doruk noktalarına çıkıp aşağı inerken izleyicisinde bir devinim yaratmaya çalışır. Film, ana karakter(ler)i arzu nesnesine ulaşmak için çelişki ve mücadele içerisine sokarken aslında dolaylı olarak karakter ile empati kurmuş olan izleyiciyi de sıkıntılı bir pozisyona sokar, kontrollü şekilde rahatsız eder.
Öykü yapısı içerisinde yer almamak da rahatsız etmemek için çözüm değildir. İzleyicinin benliğine işlemiş anlatım-anlama şekli olan “öykü yapısı” ortada olmayacağı için izleyici, filmin yaratıcısının aksak ve aykırı evrenine girmiş olur. Bu kurallarını bilmediğiniz bir oyunu oynamaya oturmak gibidir.
Extreme Sinema – Aşırı Sinema Nedir?
Rahatsız edici filmler / aşırı filmler aslında tam olarak extreme sinema (aşırı sinema) örnekleridir. Extreme sinema türler üstü olarak nitelendilebilecek bir kavramdır. Her tür ve akım içerisindeki film bu kapsama girebilir. Ortak özellikleri kendi zamanlarında kabul görmelerini zorlaştıracak seviyede, aşırılık içermeldir. Bu aşırılık; cinsellik, ahlaki veya kült haline gelmiş görüşlere karşı gelme, seks, şiddet, işkence, iğrendici içerik, istismar ve bunların kombinasyonları ile ortaya çıkartılır.
Sinemada İlk Aşırılıklar, İlk Rahatsız Edici ve Aşırı Filmler
19.yy sonu 20.yy başında sinema kendisi başlı başına bir extreme durumdur. 2. boyutta 3 boyutlu nesnelerin mekan ve zamandan kopartılmış hareketleri.
İlk rahatsız edici filmler olarak seyircinin görsel olarak bir şekilde karşı karşıya kalmak istemediği durumları içeren filmler gösterilebilir. Örneğin ilk filmlerden biri olarak nitelendirilen ve izleyicilerinin sinema perdesinden içeri bir trenin içeri gireceğini düşünerek sağa sola kaçışmaya başladıkları “The Arrival of a Train” muhtemelen o tarihe kadar yaşanan en sıra dışı deneyimi izleyicilerine yaşatmıştır.
The Arrival of a Train (L’arrivée d’un train à La Ciotat) (1896) – Auguste Lumière, Louis Lumière
Veya izleyiciler tarafından ahlaksızlık olarak yorumlanan, ilk öpüşme sahnesini içeren “The Kiss”, sinemadaki ilk cinsel aşırılık olarak yorumlanabilir.
The Kiss (1896) – William Heise
Zaman içerisinde genel izleyici kitlesi perdedeki trenlerden veya masum öpüşme sahnelerinden rahatsız olmamaya başladıkça daha doğrusu sinemanın gösterme kabiliyetine alıştıkça film yaratıcıları daha fazla aşırılık ile rahatsız etme kanalını zorlamaya başladılar. Böylece aşırılıklarıyla izleyiciyi rahatsız etme üzerine kurulu Extreme sinema ortaya çıkar.
Extreme Sinema Filmleri
Extreme bir filmin karşısına, filmin rahatsız edici olduğu bilinciyle oturmak, izleyici için sıradanlaşmış örnekler ile karşılaşılmayacaksa; insanın kendi içindeki genellikle karanlıkta bekleyen “insan kavramı” ile yüzleşmesine sebep olur. Extreme filmler her verimli öğrenme sürecinin vazgeçilmezi rahatsızlık duygusu ile birlikte izleyiciyi -eğer istekliyse- yığınla konuda değişime sürükleyebilir. Değişme isteği olmayan izleyiciler için ise bu filmler önemsizdir. Sansürlenmeli, yasaklanmalı, kopyaları yakılmalıdır. Extreme sinemayı daha iyi anlamının yolu istismar sinemasını anlamaktan geçer. Çünkü extreme sinema büyük ölçüde istismar sinemasından oluşur.
İstismar Sineması
Seyirciyi aşırılıklar ile uyararak rahatsız etme ve filmin ana dinamiğine istismar ile rahatsız etme eylemini koyma istismar sinemasının temelini teşkil eder. İlk istismar filmleri olarak gösterilebilecek 1930 ve 1940’ların Uyarıcı Filmleri (1930s and 1940s Cautionary Films) aynı zamanda extreme sinemanın da tür kapsamında verildiği ilk örneklerdir. 1930 ve 1940’ların Uyarıcı Filmlerinde amaç dönemin gençlerini, kötü alışkanlıklardan, uygun olmayan cinsel birlikteliklerden ve benzeri tehlikelerden korumaktır. Bu filmlerde gençlerin yapamamaları gerekenleri yapmaları sonucunda düştükleri kötü durumlar gösterilir ve altı belirgin şekilde çizilir. Filmler tamamen bir vaaza döner.
Diğer istismar türlerine bakıldığında ise her biri belirli şekillerde extreme sinema içerisine girmektedir.
Yasaklı Filmler, Kült Filmler İle İlişki
Extreme sinema ve rahatsız edici film kavramı özellikle 20. yüzyılın son 30 yılında kendisine belirgin şekilde yer edinmiştir. Bu filmlerin ilk çekildiği dönemlerdeki izleyici kitlelerine bakıldığında filmlerin takibi ve beklentisi içerisinde izleyici kitlesinden bahsetmek bir yana beğenerek izleyen izleyicilerin dahi yok denecek kadar az olduğu görülür.
İlk extreme filmler çekildikleri dönemlerde, benzerlerinin şimdiki gibi kabul görmelerinin aksine geniş kitleler tarafından linç altında bırakılmış, eleştirmelerin hedefine/protestosuna maruz kalmış ve yayınlanma hakları ellerinden alınmıştır.
Son yüzyılda sosyolojik yapıdan, ekonomik koşullara, muhafazakarlıktan aile yapısına neredeyse her şey gelişen bilgi toplumum ile değişince extreme sinema kendisine fazlaca yer bulabilmiştir.
- Tüm görsel kayıt ekipmanları ile 2 dünya savaşı yaşayan insanlık için aşırılığın kısmen normalleşmesi
- 2. Dünya savaşı ve getirdiği ekonomik bunalımlardan sıyrılmaya başlayan izleyici kitlesi,
- Büyük yönetmenlerin (örneğin; Kubrick, Pasolini) ustalık dönemlerinde çektikleri rahatsız edici filmler ve bazı iyi yönetmenlerin kariyerlerini doğrudan bu tip üzerine inşa etmeleri (örneğin, Haneke, Cronenberg)
- Büyük yönemenlerin de yasaklı hale gelmeleri
- Film çekim ve yayınlama ekipmanlarının ve seçeneklerinin ulaşılabilir olması (8mm, video kaset dönemi) ve pazarın genişlemesi sebebiyle bağımsızlığını daha fazla ivme kazanması,
- Rahatsızlık edicilikte, üst seviyede örneklerin ortaya çıkması (örneğin; Pink Flamingos, The Last House on the Left)
- Sınırları genişleyen sansür
- Kısır kalan öykücü veya yönetmenler için üretim sürecini tetiklemesi,
- İzleyicide anlam oluşturmak için yeni bir yöntem olarak kabul görmesi (dehşete kapılma, sansasyon, haz, kabul görme, yoksunluk hissi, utanç ve benzeri bir çoğu).
Yukarıdaki sebepler bize bir çok extreme film kazandırmıştır. Bu filmlerden bir kısmı yasaklanmaları bir kısmı ise kült statüsünde yer almaları sebebiyle büyük bilinirliğe kavuşmuştur. Bilinirliğe ulaşmak için extreme sinemanın kabul görür ve görece kolay bir yol olması bu türün örneklerini hızlı şekilde arttırmaktadır.
En İyi Rahatsız Edici Filmler
Rahatsız Edici Filmler Listesi
Sıralama (listeleme, gösterim, IMDb puanı)- Taxidermia (2006) – György Pálfi
- We Are the Flesh (Tenemos la carne) (2016) – Emiliano Rocha Minter
- Raw (Grave) (2016) – Julia Ducournau
- In the Realm of the Senses (Ai no korîda) (1976) – Nagisa Ôshima
- Under the Skin (2013) – Jonathan Glazer
- Sweet Movie (1974) – Dusan Makavejev
- Visitor Q (Bijitâ Q) (2001) – Takashi Miike
- Benny’s Video (1992) – Michael Haneke
- Slaughtered Vomit Dolls (2006) – Lucifer Valentine
- Nekromantik (1987) – Jörg Buttgereit
- Even Dwarfs Started Small (Auch Zwerge haben klein angefangen) (1970) – Werner Herzog
- Sick: The Life & Death of Bob Flanagan, Supermasochist (1997) – Kirby Dick
- August Underground (2001) – Fred Vogel
- Night and Fog (1956) – Alain Resnais
- Happiness (1998) – Todd Solondz
- Titicut Follies (1967) – Frederick Wiseman
- Salò, or the 120 Days of Sodom (1975) – Pier Paolo Pasolini
- A Serbian Film (2010) – Srdjan Spasojevic
- Irreversible (2002) – Gaspar Noé
- Gummo (1997) – Harmony Korine
- Pink Flamingos (1972) – John Waters
- Cannibal Holocaust (1980) – Ruggero Deodato
- The Piano Teacher (La Pianiste) (2001) – Michael Haneke
- Freaks (1932) – Tod Browning
- Crash (1996) – David Cronenberg
- I Stand Alone (Seul contre tous) (1998) – Gaspar Noé
- Man Bites Dog (C’est arrivé près de chez vous) (1992) – Rémy Belvaux, André Bonzel, Benoît Poelvoorde
- I Spit on Your Grave (Day of the Woman) (1978) – Meir Zarchi
- Begotten (1990) – E. Elias Merhige
Tatmin olmak için her fırsatı kovalayan bir hizmetli, hızlı yemek yeme şampiyonu bir obez ve tutkulu bir mumyacının nesiller arası süren hikayesi.
Yıkık bir şehri yıllarca yiyecek ve barınak arayışıyla dolaşan iki kardeş, kalan son binalardan birine doğru yol alır. İçeride, onlara dış dünyada hayatta kalmaları için tehlikeli bir teklifte bulunacak bir adam bulurlar.
Veteriner olmaya çalışan Jutine eğitimi için gitmesi gereken fakülteyi kazanır. Burada arkadaşlarına uyum sağlamak için deneyimlediği şey onu keşfetmekten kendini alamayacağı bir tutkuya sürükleyecektir.
Sada efendisi ile birlikte sonunu alamayacakları bir cinsel ilişki düzenine girer. Her seferinde daha tehlikeli bir hal alan cinsel ilişkileri çifti birbirlerine daha da yakınlaştırmaktadır.
Gizemli bir genç kadın, İskoçya’da akşam saatlerinde yalnız erkekleri baştan çıkarır. Olaylar kadını kendini keşfetme sürecine sokar.
“En bakire” yarışmasını kazanan Bayan Kanada zengin bir süt kralıyla evlenir. Bayan Kanada etrafındaki dünyayı tatlılık ve anarşi ile deneyimlebilmek için evlilikten kaçacaktır.
Misafir Q, eroin bağımlısı bir anne, anneye fiziksel işkence yapan erkek çocuklar, fahişe bir kız, fahişe kızıyla para karşılığı yatan babadan oluşan alieye yardım etmek için hazırdır.
14 yaşındaki video meraklısı Benny, film fantezisine o kadar kapılmıştır ki artık gerçek dünyayla ilişki kuramamaktadır. Bu onu ve ailesini içinden çıkamayacakları sorunlara taşıyacaktır.
Rahatsız ediciliğin sınırlarını zorlayan Extreme sinemanın son zamanda en çok ses getiren eserlerinden biri Slaughtered Vomit Dolls
Korkunç kazaların ardından temizlik yapan Rob, kendisi ve karısının cinsel açıdan zevk alması için eve tam bir ceset getirir. Karısının tevrı Rob’u dehşete sürükleyecektir.
Bir ıslah tesisinde bulunan cüce grubu içerisinde sonu alınamayan anarşi patlak verir.
Çocuk yaşta kistik fibroz teşhisi konan performans sanatçısı Bob Flanagan, sanatında; hayatını ve acısını, genellikle sadomazoşist uygulamalarla paylaşır.
İki seri katilin kameraya aldıkları cinayetleri üzerine kurgulamış filmleri.
Her savaşın öncesinde veya sonrasında olan tutsaklıktır. Ekonomik, kültürel, düşünsel, yaşamsal, tutsaklık. Konusu Nazi Almanyası olan Night and Fog’ta ise tutsaklık sadece basit bir kelimeye dönüşür.
Allen ile etrafında toplanan arkadaş ve akraba çevresinin mutlu olma amacı içerisinde rahatsız ediciliğin sınırlarında giderek çıkmaza sürüklenen çırpınışları.
Frederick Wiseman, Massachusetts Correctional Institution Bridgewater’ın hastaları ile bizi bir araya getiriyor.
Massachusetts Correctional Institution içerisinde yaşananları izinsiz şekilde dışarı sızdıran yapım 24 yıl boyunca yasaklı kalmıştır. Gösterimi sadece sağlık çalışanları ile sosyolojik ve psikoloik çalışmalar yürütenlere açık kalmıştır. Rahatsız edici ve tamamen gerçektir.
İkinci Dünya Savaşı sırasında İtalya’da, dört faşist dokuz erkek ve dokuz kız çocuğu alı koyarak onları yüz yirmi günlük fiziksel, zihinsel ve cinsel işkenceye maruz bıraklar.
Pasolini'nin alegorik olarak faşist sistemi eleştirdiği, görsel içerikleri sebebiyle yasaklansa da politik olarak çok daha vurucu olan baş yapıtı.
Milos eski bir porno film oyuncusudur. Son bir iş için arkadaşından gelen sanat filmi teklifini kabul eder. Yeni işi kendisi ve ailesini tehlikeye atılacaktır. Çekilecek film snuff’tır.
A Serbian Film, içerdiği pornografik, erotik, tecavüz ve istismar görüntülerinin yanı sıra politik alegorisi sebebiyle bir çok ülkede yasaklı hale gelmiş sinema tarihinin en rahatsız edici filmlerinde biridir.
Alex güzel bir gece ardından eve dönmek için girdiği alt geçitte darp ve tecavüze uğrar. İntikam almak isteyen eski ve yeni sevgilisi suç dünyasının içine düşeceklerdir.
Gaspar Noé'nin bir çok diğer filmi gibi içerdiği erotik ve rahatsız edici içerikler sebebiyle vizyon döneminde tartışmalı hale gelmiştir. Özellikle tecavüz sahnesi film ve istismar sineması için oldukça önemlidir.
Xenia, Ohio’dan geçen kasırga tüm kasaba halkının dibe vurmasına sebep olmuştur. Sürüyle kedi öldüren, kızlarla birlikte olmak için sıraya giren, birbirlerini hırpalayan, uçucu maddeler ile kendilerinden geçen çocukları gösteren Gummo, rahatsızlığı normale dönüştürüyor.
Divine “yaşayan en pislik insan” ünvanına sahiptir. Bu ünvana ortak olmaya çalışan ve bunun için çocuklara uyuşturucu satıcılığından, tecavüzleri sonucunda doğan çocukların satılmasına kadar bir çok pis işe bulaşan Connie ve Raymond çifti Divine’ı daha da kötü olması için tetikleyecektir.
John Waters'ın galeyana getirecek şekilde biçimlendirilmiş, karakterleri, öyküsü ve çekim şekliyle izleyicinin baş belası olan filmi.
Gerçek yamyamların arayışı için Güney Africa ormanlarının derinliklerine giren ve artık kendilerinden haber alınamayan belgesel ekibinin kurtarmak üzere aynı bölgeye giden kurtarma ekibinin yerli yamyam kabileler ile yaşadıkları üzerine.
Cannibal Holocaust, tüm zamanların en tartışmalı filmlerinden birisidir. İçerdiği şiddet, tecavüz, ölüm, işkence görüntülerinin yanı sıra bu görüntülerin snuff olup olmadığı uzunca süre tartışılmıştır. Film 60 ülkede yasaklanmıştır.
Erika Kohut bir piyano öğretmenidir. Annesi ile yaşan Erika, aynı zamanda sex üzerine farklı saplantılar taşımaktadır. Öğrencisi Walter, Erika’nın dikkatini çeker. Çift birbirlerine karşı olan duvarlarını yıkarak kısa sürede fantazilerini açık etmeye başlayacaklardır.
Bir piyano öğretmeninin dramıdır filme konu olan. Yönetmenin ve sinema üzerideki etkinliğinin belki de daha doğrusu yönetmen sinemasının önemi gözler önüne serilir. Haneke batı toplumunun kendi zırvaları içerisinde boğulmasını bizlere ulaştırır.
Sirk trapez sanatçısı Cleopatra yine sirkte çalışan cüce Hans’a karşı ilgili duymaktadır. Bu ilgilisi çok kabul görmese de evlilik planları tüm hızıyla sürmektedir. Evlilik yemeğinden hemen önce Cleopatra ilişkisi ve asıl duyguları ile ilgili fikirlerini diğerleri ile paylaşma hatasına düşecektir.
Çekildiği dönem düşünüldüğü önemi daha fazla anlaşılacak bir kült. Üzerlerinden ve aslında özürlerinden para kazanılan bir grup ucube olarak nitelendirilenin aslında film ile gerçeğe dönüşen hikayesi. Sinemanın ve gerçeğin görmek isteyenler en açık ve acı verici sorgulama alanlarından sadece biri.
James Ballard geçirdiği tarifk kazasının ardından, trafik kazalarına saplantılı şekilde tutkun ve bunu fetiş öğesine çevirmiş kişilerden oluşan bir alt kültür topluluğunu keşfeder. Geri kalan bolca metal, motor, kan ve spermdir.
David Cronenberg'ün marifetiyle insanın yeni bir form arayışının, agresif ve yaratıcı şekilde resmedilmesi.
Le Boucher iyi bir iş, iyi bir eş ve iyi çocuklar ile yola çıktığı serüveninde dibe vurmuş durumdadır. Kendisi hapislik olmuş ardından istemediği bir evlilik yapmış, eşini kaybetmiş, işini batırmış, çocuğunu ise yetiştirme yurduna düşürmüştür. Le Boucher’ın yeni bir yaşama ihtiyacı vardır. Ve bu yeni yaşam Le Boucher’ın kendi duvarlarını…➝
Le Boucher’ın eleştirileri, planları, ihtirasları ve pik yapan delirme süreci ile sarsıcı birlikteliğimiz.
Amatör film ekibi, acımasız bir katil aynı zamanda zorba bir hırsız olan Ben’in günlük yaşantısını filme almaya başlar. Ben bir yandan hayata yaklaşımını ekibe anlatırken bir yandan da hırsızlığa ve insanları katletmeye devam eder. Kısa sürede film ekibi gördükleri karşısında amaçlarından kopmuş ve Ben’in hükmü altına girmiştir.
Fransız 3 sinema öğrencisi; Rémy Belvaux, André Bonzel ve Benoît Poelvoorde'nin yazıp, yönetip, oynadığı Man Bites Dog içerdiği şiddet öğeleri, sınır tanımayan mizah anlayışı ile çok kısa sürelerde kült statüsüne yükselmiştir.
Üzerine çok konuşulan genel olarak beğenilmemesi içinde oldukça fazla unsur barındıran bir film. I Spit on Your Grave, Straw Dogs öykü gelişimi ile paralellikler taşır. Jennifer kitabını yazmak -hikaye aslında tam olarak kendisini anlatmaktadır- için şehir
Kırsal-kent çatışmasının sinema tarihindeki en mütevazi ve keskin şekilde anlatıldığı filmlerden biri.
Begotten Tanrının kendini öldürmesini, tanrının cesedi ile hamile kalan bir kadını ve bu kadının oğlunun hikayesini anlatıyor.
Öyküsü, belirsizlikleri, rahatsız ediciliği ve grafikleşen görsel yapısı ile sinema tarihinde kendisine özel yer edinen saklı bir hazine.
Paylaş