Sovyet Montaj Akımı

0
Ziyaret
Kaydedildi0
Sovyetler Birliği
1924
1933
5
Rus sinemacılar 1. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Rus tarihinin yanısıra sinema tarihine de şekil veren Soviet Montage teorisini geliştirdi. Geliştirilen teoriye uygun olarak yaklaşık 10 yıl boyunca birçok Soviet montage filmi çekildi. Sovyet Montaj filmleri yenilikçi montaj teknikleri ile sinemaya yepyeni bir yetkinlik kazandırdı. Anlatımı güçlendiren bu yetkinlik ile sinema 1. Dünya Savaşı’ndan Ekim Devrimine ve iç savaşa sürüklenen Rusya’da, kitlelerin yönlendirilmesi için önemli bir propoganda aracı haline geldi.
ImageBahadır Mahmut
Bahadır Mahmut

Benzer Listeler

  • 120
    bin okuma

    Klasik Filmler Listesi

Film Listesi Tanımı
Rus sinemacılar 1. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Rus tarihinin yanı sıra sinema tarihine de şekil veren Sovyet Montaj (Soviet Montage) teorisini geliştirdi. Geliştirilen teoriye uygun olarak yaklaşık 10 yıl boyunca birçok Sovyet Montaj filmi çekildi. Sovyet Montaj filmleri yenilikçi montaj teknikleri ile sinemaya yepyeni bir yetkinlik kazandırdı. Anlatımı güçlendiren bu yetkinlik ile sinema 1. Dünya Savaşı’ndan Ekim Devrimine ve iç savaşa sürüklenen Rusya’da, kitlelerin yönlendirilmesi için önemli bir propaganda aracı haline geldi.

Dünya Savaşı sırasında ithalatın durmasının ardından Rusya’da çalışan film şirketleri iç pazara yönelik nitelikli filmler çıkarttı. Bu filmler aktörlerin bravura (tekniği göstermeye yönelik) performansları üzerine kurgulanan, duygusal yoğunluk barındıran ve genel olarak yavaş tempoda ilerleyen melodramlardı. Rusya da diğer tüm Avrupa ülkeleri gibi büyük bir ekonomik daralmanın içerisindeydi. 1. Dünya Savaşı ile birlikte bu daralma beklenenden daha hızlı şekilde ülkeleri ekonomik çöküşe götürdü. Ekonomik çöküşün ardından 1917’nin başında Çar Nicholas II’ye karşı Şubat devrimi gerçekleştirildi ve çar devrildi. Yönetime Rus Geçici Hükümeti (Russian Provisional Government) el koydu. Rus Geçici Hükümeti her ne kadar Çarı devirip büyük bir değişiklik umuduyla başa gelmiş olsa da beklentileri karşılayamadı. 1917 ilkbaharı ve yazı boyunca Rusya’da ekonomik daralma artmaya devam etti. Uralo, Donbas ve diğer bölgelerde yer alan büyük endüstriyel merkezler kapandı. Rusya’nın ulusal dış borcu çok kısa sürede rekor seviyede arttı. Lenin’in (Vladimir Ilyich Ulyanov) önderliğinde örgütlenen işçi, köylü ve askerlerden oluşan Bolşevikler, olumsuzluklardan en fazla etkilenen sınıftı. Sosyolojik ve politik krizlere kısa zamanda ekonomik krizde eklendi. İşçi, köylü ve asker sınıfları üzerindeki gerilim bu dönemde daha da arttı. İşçi sınıfı fabrikalarda patron ve temsilcilerine karşı örgütlendi. Maden, petrol, demiryolu ve tekstil işçileri ise bu dönemde azalan haklarını ve çalışma koşullarını savunmak için seri grevler yaptı. Köylüler ile toprak sahipleri arasındaki gerginlik her geçen gün arttı. Köylüler işledikleri toprak üzerinden daha fazla inisiyatife sahip olmak ve daha fazla pay almak istedi. Tüm sınıflarda ortaya çıkan grev ve ayaklanmalar mevcut iktidarı çözüme yönlendirmedi. Halkın gelir seviyesi düştü, gıda ve temel ihtiyaçlara erişim imkanı azaldı.  23 Ekim 1917’de gerçekleşen Bolşevik Merkez Komitesi’de (Bolşevik Central Commitiee) yapılan oylama ile silahlı ayaklanma kararı alındı. Lenin’in alınan karar ardından yaptığı konuşma ile Bolşevikler Ekim Devrimi’ni başarılı şekilde gerçekleştirdi. Ekim Devrim’i sonrasında Lenin’in liderliğinde yeni bir hükümet kuruldu. Yeni kurulan hükümet ülkeyi içinde bulunduğu kötü ekonomik, sosyolojik, politik şartlardan kurtarmak için her alanda etkinliğini gösterecekti. Sinema da bu alanlardan birisiydi.

Rus film şirketleri Ekim Devrimi’nden hemen sonra özel mülkiyeti kamulaştırma hamlesine direndiler. Yeni hükümetin kontrolü altında faaliyet gösteren salonlara film sağlamayı reddettiler. Temmuz 1918’de, hükümetin kontrolü altında bulunan State Commission of Education’ın film departmanı, mevcut ham film stokları üzerinde sıkı denetim kurdu. Film ithal edilmesini de yasakladı. Sonuç olarak, film yapım firmalarının bazıları ham filmleri stoklamaya başladı. Bazı firmalar başta film yetersizliği olmak üzere yeni rejimin baskıcı yapısı sebebiyle tüm ekipmanları ile birlikte başka ülkelere kaçtı. Rusya’dan ayrılan firmaların bazılarının ayrılma sebepleri ise çarsist olmalarıydı. Rusya’dan ayrılmayan film şirketlerinden bazıları Bolşevik’lerin 1918 yılında Rusya İç Savaşını kaybedeceğini ve ardından koşulların Devrim öncesi koşullara döneceğini umarak, hükümetin yönlendirmesi ile film yapmaya devam etti. [caption id="attachment_22814" align="alignnone" width="600"]October Revolution October Revolution[/caption] 1918 yılındaki iç savaş ile birlikte Agitka olarak adlandırılan yeni bir film yapım türü ortaya çıktı. Agitka’lar iç savaş öncesinde 1. Dünya Savaşı sırasında da rastlanan filmlerdi. Genel amacı cephede çarpışan Soviet ordusunun moralini yükseltmekti. İç savaş için yapılan Agitkalar’da, 1. Dünya Savaşı sırasında ortaya çıkan Devrim öncesi propaganda filmlerinde geliştirilen formatlardan yararlanıldı. [caption id="attachment_22810" align="alignnone" width="600"]Agit-train Agit-train[/caption] Rusya’nın elinde Agit trenleri bulunuyordu. Agit trenleri cephede çekilen filmlerin montaja alındığı ve post prodüksiyon işlemlerinin tamamlandığı vagonlar barındırıyordu. Aynı zamanda Agit trenlerinde film gösterimleri de yapılıyordu. Dış cephelerinde dönemin ünlü aktörlerinin resimlerine yer verilen agit trenler sinema için üretim, lojistik, prodüksiyon ve gösterim gibi hizmetlerin tamamını cephede yerine getirmekle yükümlüydü. Agitka filmler iç savaş sırasında Bolşevik Hükümeti’ne bağlı Kızıl Ordu için hazırlandı. Agitka filmler genellikle çatışmaların gerçekleştiği cephelerde çekildi. Yenilikçi montaj teknikleri kullanılarak, sahadan, çatışma alanlarından ve çatışma alanlarına yakın Bolşevik’lerin bulunduğu bölgelerden toplanan genellikle birbiriyle bağlantısı olmayan görüntüler bir araya getirilip filme dönüştürüldü. Agitkalarda kullanılan montaj yöntemleri dışında çekim (kamera hareketleri kadraj kamera açıları başta olmak üzere) ve post prodüksiyon yöntemleri de koşullar sebebiyle diğer filmlerden oldukça farklıydı. Agitkalarda olumsuz koşullar altında ortaya film çıkartabilmek için geliştirilen çözümler ile kazanılan tecrübe Sovyet montaj sinemasının temellerini oluşturdu. [caption id="attachment_22812" align="alignnone" width="600"]Agit-train film gösterim salonu Agit-train film gösterim salonu[/caption] Bolşevik Hükümeti hem ulusal film endüstrisini yeniden inşa etmek hem de yeni nesil film yapımcıları eğitmek için başarılı politikalar geliştirdi. Bolşevik Hükümeti 1918 yılında Narkompros adıyla bilinen Eğitim Halk Komiserliği’ ni (The People’s Commissariat for Education) kurdu. 1919 yılında Lenin film endüstrisini kamulaştıran bir kararname çıkardı ve Narkompros’u tüm fotoğraf ve sinema endüstrisini düzenleme sorumluluğuyla görevlendirdi. Aynı yıl Narkompros, Sovyet Montaj teorisini sinemaya kazandıracak ve Sovyet Montaj akımı altında birçok film çekecek film yapımcılarının yetişeceği Gerasimov Sinematografi Enstitüsü (The Gerasimov Institute of Cinematography) (VGIK)’i kurdu. VGIK dünyanın ilk sinema okuluydu. Bolşeviklerin sinemaya bu kadar önem vermelerinin ardındaki motivasyon, propaganda sinemasını geliştirip kitlelere etkili şekilde hükümetin fikirlerinin aktarımını sağlamaktı. Aynı zamanda iç savaşta kızıl ordunun motivasyonu için gerekli olan agitkaların çekilmesi için yeni ve daha etkili yöntemlerin de bu tip okullarda geliştirilmesi bekleniyordu.

VGIK’in kurucu hocalarından biri daha önce agit trenlerinde de görev alan Lev Kuleshov’du. Lev Kuleshov devrimden önce Devlet Film Okulu’nda (State Film School) görev aldı, filmler yönetti. Lev Kuleshov VGIK altında eğitim verirken aynı zamanda yine VGIK içinde özerk bir atölyesi de vardı. Kuleshov Workshop, VGIK’in formal eğitiminin dışında çalışmalar yürüttü. Kuleshov Workshop’unda da Rusya’nın geri kalanında olduğu gibi ham filmi yoktu. Bu sebeple Kuleshov, ekibi ile birlikte daha çok film teorisi ve senaryo tekniği geliştirmeleri üzerine yoğunlaştı. Moskova’da 1919 yılında D.W. Griffith’in Intolerance: Love’s Struggle Throughout the Ages (1916) gösterime girmesinden sonra Lenin bu filmde aradığı propoganda ve ajitasyon unsurlarını fazlasıyla buldu. Filmin çok sayıda kopyası Lenin’in direktifi ile sipariş edildi ve Rusya üzerinde gösterilebilecek tüm noktalara ulaştırıldı. [caption id="attachment_22819" align="alignnone" width="600"]Love's Struggle Throughout the Ages - 1916 Love’s Struggle Throughout the Ages – 1916[/caption] Kısa zaman içerisinde Intolerance aynı zamanda VGIK ve Kuleshov Workshop’unun da en önemli referans kaynağı haline dönüştü. Griffith’in Intolerance’ı üzerinde Kuleshov Workshop’u çok fazla çalışma gerçekleştirdi. Çalışmaların çoğu filmin kesilerek yeniden montajlanmasından ibaretti. Griffith, Intolerance ile continuity editing tekniğini en üst noktaya taşımıştı. continuity editing ile filmde zaman ve mekan kavramları tam olarak olması gerektiği şekilde oluşuyordu. Geçişlerde herhangi bir mekan veya zaman kayması yoktu. Bu montaj yöntemi filmin anlaşılırlığını büyük ölçüde arttıran bir yöntemdi. Kuleshov Workshop’unda Intolerance’ın en önemli özelliği olan continuity editing üzerine çok fazla çalışma yapıldı. Filmin sahnelerinin, planlarının yerleri değiştirilerek bir çok varyasyonu yaratıldı. Çalışmaların sonucunda continuity editing’in aksine sürekliliğin olmadığı, zaman ve mekan kaymalarının yaşandığı montaj teknikleri ortaya çıktı. Bu tekniklerden Kuleshov’un ismi ile anılacak montaj yöntemlerinin başlıcaları: Kuleshov efekt ve creative geography’idi. Kısa zamanda bu iki efekt ve diğerleri Sovyet Montaj akımı filmlerinde önemli bir yer teşkil etmeye başladı. Mikhailovich Sergei Eisenstein Sovyet Montaj akımı içerisinde eserler verecek bir başka yönetmendi. Küçük yaşlarından itibaren sanatla ilgilenen, sirklere ilgisi olan Eisenstein babasının yönlendirmesi ile mühendislik eğitimi aldı. Eisenstein devrime aktif olarak katıldı ve iç savaş sırasında köprüler inşa etti, Agit trenlerinde çalıştı, Kızıl Ordu için birçok tiyatro skeci tasarlanmasına yardım etti. [caption id="attachment_22815" align="alignnone" width="600"]Marx’ın Diyalektik Materyalizmi Marx’ın Diyalektik Materyalizmi[/caption] Eisenstein’ın çalışmaları mühendislik ve sanatsal çalışmanın birleşimi, Konstrüktivizm akımı ile de uyum içerisinde bir görüntü oluşturdu. Eisenstein sivil savaşın bitmesinin ardından Moskova’ya giderek Proletkult Theater’da çalıştı. Buradan sinemaya kısa filmler çekerek geçiş yaptı. Eisenstein filmlerinde Karl Marx’ın diyalektik materyalizminden esinlenerek geliştirdiği montaj tekniklerine yer verdi. Bu montaj tekniklerinin temeli Kuleshov’a dayanıyordu. Eisenstein filmlerinde tez ve tezin karşısında bir antitez oluşturuyor, bu iki kavramının bir biri ile çarpışmasını sahneliyor ardından bir sentez ortaya çıkarıyordu. Filmlerinde devinim ve tempo döneminin filmlerine göre üst seviyedeydi. Filmlerindeki montaj tekniği ile Eisenstein montajı, anlatımın etkili bir bileşeni haline getirdi. Dziga Vertov ilk olarak Kino-pravda (Film Truth) akımını ardından ise Kinoks (cinema-eye men) isimli sinema grubu ile Kino-eye (Kino-glaz) isimli akımı kurdu. Kino-eye akımı içerisinde çekilen filmler, herhangi bir senaryoya yer vermeden gerçek hayattan görüntüler ve montaj teknikleri kullanılarak oluşturuldu. Sinemaya, tiyatrodan ve başka alanlardan gelen bütün yabancı öğeleri temizlemeye çalışan bu akım, kameranın insan gözünün yerini alarak, her an her yerde yaşamı olduğu gibi saptamasını temel aldı. VGIK zaman içerisinde hem Sovyet Montaj teorisinin geliştirilmesinde etkili rol aldı hem de çok önemli öğrenci ve öğretmenlere ev sahipliği yaptı. VGIK’te öğretmenlik yapan film yönetmenleri arasında Lev Kuleshov, Marlen Khutsiev, Aleksey Batalov, Sergei Eisenstein, Mikhail Romm ve Vsevolod Pudovkin gibi sinemacılar vardı. VGIK arasında Sergei Bondarchuk, Elem Klimov, Sergei Parajanov, Alexander Sokurov ve Andrei Tarkovsky bulunduğu sinemacıları mezun etti.

Sovyet Montaj akımı içerisinde geliştirilen montaj tekniği dünya sinemasında kabul gördü. Akımda kullanılan yöntemler ile montaj sadece basit bir film kesme birleştirme işlemi olmaktan çıkıp zaman, mekan ve anlam ifade etmenin belirgin bir aracına dönüştü. Akımda teorik ve deneysel çalışmalar sonucunda ortaya çıkan montaj teknikleri sinemanın değişmez bileşenlerine dönüştü. Diğer ülkelerde başta solcu, komünist ve sosyalist görüşlüler olmak üzere film yapımcıları Sovyet Montaj akımının propaganda öğelerini kendi ülkelerindeki sol eğilimlerin propagandası için kullandı. Benzer şekilde sinemayı bir propaganda amacına çevirmek isteyen otoriteler de yenilikçi akımın yöntemlerine başvurdu. [caption id="attachment_22813" align="alignnone" width="600"]Vsevolod Pudovkin Vsevolod Pudovkin[/caption] Rusya’daki rejimden kaçan birçok film yapımcısı göç ettikleri ülkelerin sinemalarına akımın etkilerini taşıdılar. İngiliz Belgeselcilik, Fransız Şiirsel Gerçekçiliği ve İtalyan Yeni Gerçekçiliği başta olmak üzere birçok akım Sovyet Montaj film akımının teknikleri ile izleyicilerini alışılmışın dışında etkilemeyi başardı. Pudovkin’in ve Eisenstein’ın sinemayı derinden etkileyen teorik yazıları, diğer dillere çevrildikleri andan itibaren eleştirmenler ve film yapımcıları tarafından keşfedildi. Bu yazılar üzerine çok fazla eleştiri, akademik makale ve deneysel film üretimi gerçekleştirildi.

Sovyet Montaj film akımının gerilemesi esas olarak Almanya ve Fransa’da olduğu gibi endüstriyel ve ekonomik faktörlerden kaynaklanmadı. Sesin sinemaya dahil olması Sovyet Montaj sinemacılarının bir kısmını sesli film üretimine çekmişti. Fakat bundan daha önemlisi devlet yönetiminde yaşanan değişiklikti. 1924 yılında Joseph Stalin’in başa gelmesi ile birlikte hükümetin sinemaya olan bakış açısı da değişti. Stalin, Sovyet Montaj sinemasının ortaya çıkmasında rol alan devlet kurumlarının yapılarını zaman içerisinde değiştirdi. Stalin’in yönlendirmesi altındaki Sovyet yetkilileri, film yapımcılarını tüm izleyiciler tarafından kolayca anlaşılabilecek basit filmler yaratmaya teşvik etti. Biçimsel deneyler veya gerçekçi olmayan konular sıklıkla eleştirildi veya sansürlendi. [caption id="attachment_22818" align="alignnone" width="600"]Sovyet Realizm örneklerinden New Moscow - 1937 Yuri Pimenov Sovyet Realizm örneklerinden New Moscow – 1937 Yuri Pimenov[/caption] Bu eğilim hükümetin Sosyalist Gerçekçilik adlı yeni bir sanatsal politika başlatmasıyla daha da yaygınlaştı. Sosyalist gerçekçilik sanatçılara uygulamaları için dikte edildi. Hükümet, Sovyet Montaj akımı ile birlikte ortaya çıkan gerçeklikten uzak anlatım yöntemlerinin kullanımdan kaldırılmasını amaçladı. Sosyalist Gerçekçilik (Socialist Realism) ile birlikte filmlerde öyküler belirginleşti, sebep ve sonuç ilişkileri açık şekilde ortaya konuldu. Sosyalist Gerçekçilik ile Rus sineması yöntemsel olarak Hollywood’a yaklaşmış oldu. Filmde sesin kullanılmaya başlamasıyla birlikte Sosyalist Gerçekçiliğin Rus sinemasındaki etkinliği kısa zamanda daha da arttı. Sosyalist Gerçekçilik politikası, tüm sanat eserlerinin gerçekçiliğe sıkı sıkıya bağlı kalarak devrimci gelişimi tasvir etmesi gerektiğini dikte etti. Büyük Sovyet yönetmenleri film çekmeye ve başyapıt vermeye devam etti ancak 1920’lerin montaj tekniklerinin filmlere dahil edilmemesi gerekiyordu. Eisenstein montaj üzerine çalışmalarına devam etmeyi başardı, ancak zaman zaman yetkililerin gazabına uğradı. Sovyet Montaj akımının 1933’te Vertov’un Entuziazm Simfoniya Donbassa ve Pudovkin’in Dezertir (1933) gibi akıma ait son filmlerin piyasaya sürülmesiyle sona erdiği söylenebilir.

  • Zvenigora (1927) Aleksandr Dovzhenko

    Aleksandr Dovzhenko’un yönetmenliğini yaptığı Zvenigora, Ukrayna’nın doğal güzelliklerini ve kırsal yaşamını anlatan bir film. Film, çağdaş sanayi toplumlarına karşı bir övgüdür ve Ukrayna’nın geçmişine bir saygı duruşu niteliğindedir. Film, Ukrayna tarihinde önemli bir yere sahip olan Zvenigora dağı etrafında dönen hikayeleri anlatmaktadır. Film, geleneksel Ukrayna yaşamının, mitolojik inançların, zanaatların ve doğal dünyanın keşfine odaklanmaktadır. Zvenigora, Sovyet sinemasının öncü filmlerinden biri olarak kabul edilir ve Dovzhenko’nun yaratıcı vizyonunu ortaya koyar.
  • The Overcoat (1926) Grigoriy Kozintsev, Leonid Trauberg

    Nikolai Gogol’un kısa öyküsüne dayanan “The Overcoat”, 19. yüzyıl Rusya’sında geçiyor. Hikayenin kahramanı Akaky Akakievich Bashmachkin, sıradan bir memurdur ve çevresindekiler tarafından hor görülür. Ancak bir gün, yeni bir palto alarak hayatını değiştirme hayali kurar. Bu umudu, üstlerinin onu güldürmek için aldığı sahte bir palto alarak yıkılır. Film, Rus sosyal hayatı hakkında birçok gönderme yaparken, trajik bir sonla sona eriyor.
  • The New Babylon (1929) Grigoriy Kozintsev, Leonid Trauberg

    The New Babylon, 1871 Paris Commune’una dayanan bir sosyal drama filmidir. Film, bir mağaza satıcısı olan Louise ve bir eyalet memurunun oğlu olan Jean’in aşk öyküsünü anlatır. Paris’teki Ayaklanma sırasında, Jean ordudan ayrılır ve Commune’e katılırken Louise, üçüncü cumhuriyet savunucularına katılır. Ancak Commune düştüğünde, Jean tutuklanır ve kurşuna dizilirken Louise savaşın ardından özgürlüğüne kavuşur. Film, Paris’te çekilmiştir ve gerçek tarihi olaylarla harmanlanmıştır.
  • The Eleventh Year (1927) Dziga Vertov

    Dziga Vertov’un 1928 yılında yayınlanan belgesel filmi “The Eleventh Year”, Sovyetler Birliği’ndeki ekonomik gelişmeleri anlatıyor. Film, bir yandan Sovyetler Birliği’nin sanayi üretimindeki büyük atılımlarını ve ülkenin modernleşmesini anlatırken, diğer yandan da insanların hayatlarını ve çalışma koşullarını gözler önüne seriyor. Film, birçok farklı kameramanın çalışmalarından derlenmiştir ve bu nedenle bazı bölümlerinde belirgin bir kurgusal öykü yoktur. Ancak Vertov’un karakteristik montaj teknikleri kullanılarak, seyirciye Sovyetler Birliği’nin ekonomik kalkınmasına dair derin bir anlayış sunulmaktadır.
  • The Extraordinary Adventures of Mr. West in the Land of the Bolsheviks (1924) Lev Kuleshov

    Lev Kuleshov’un yönetmenliğini yaptığı “The Extraordinary Adventures of Mr. West in the Land of the Bolsheviks”, Sovyetler Birliği’ni ziyaret eden Amerikalı bir turisti konu ediyor. Komik ve hiciv dolu bir macera olan film, Sovyetler Birliği’ni Batı imajıyla karşılaştırarak eleştiriyor. Film, Sovyet propagandasına yanıt olarak yapılmış olsa da, Kuleshov’un gösteri sanatları ve dışa dönük komedi tekniklerini kullandığı özgün bir yapımdır.
  • Stachka (1925) Sergei Eisenstein

    Sergei Eisenstein’in yönettiği “Stachka” (Meydan), bir fabrika grevi sırasında işçilerin karşılaştığı zorlukları anlatıyor. Film, işçilerin güçlü bir şekilde organize olmasının önemini vurgularken, sosyal adaletsizlik ve bireysel özgürlüğün sınırları hakkında da düşündürüyor. Eisenstein, filmde montaj tekniklerini ustaca kullanarak, sadece hikayenin akışını değil, aynı zamanda işçi sınıfının mücadelesine duygusal bir boyut da katıyor. Film ayrıca, o dönemde Sovyet sinemasında popüler olan birçok politik tema hakkında da konuşuyor.
  • Storm Over Asia (1928) Vsevolod Pudovkin

    Storm Over Asia (Asya’nın Fırtınası), 1920’lerde Sovyetler Birliği’nin batısındaki bir bölgede geçen bir dramatik film. Film, küçük bir çobanın hayatındaki olayları takip ederken, Sovyetler Birliği’nin çöküşüne ve Çin’deki bir isyana doğru ilerleyen politik ve sosyal karmaşayı tasvir ediyor. Film, Sovyetler Birliği’nin askeri işgali sırasında çekildi ve çekimler büyük ölçüde yerel halkın katılımıyla gerçekleştirildi. Film, Vsevolod Pudovkin tarafından yönetildi ve Sovyet sinemasının en önemli örneklerinden biri olarak kabul ediliyor.
  • Mother (1926) Vsevolod Pudovkin

    Vsevolod Pudovkin’in yönetmenliğini yaptığı “Mother” filmi, 1905 Rus Devrimi’ni konu alıyor. Filmde, fabrikada işçilerin yaşadığı zorlu çalışma koşullarına karşı ayaklanmaları ve annesinin oğlunun tarafını seçmesiyle birlikte devrimci fikirlere kapılması anlatılıyor. Film, Rusya’nın politik ve sosyal tarihine odaklanarak bir ailenin dramını izleyicilere yansıtıyor. Pudovkin’in kullandığı kamera açıları, kurgusu ve oyuncu yönetimi, filmin döneminde büyük bir etki yaratmıştır.
  • October (Ten Days that Shook the World) (1927) Grigoriy Aleksandrov, Sergei Eisenstein

    Ekim Devrimi’nin 10. yıl dönümü vesilesiyle yapılan bu belgesel tarzındaki sinema filmi, Rusya’daki devrimin başlangıcından sonraki 10 günü anlatır. Film, St. Petersburg’da (o zamanlar Petrograd) hükümet binalarını işgal eden halk hareketlerini ve Bolşeviklerin iktidarı ele geçirmesi sürecini gösterir. Film, gerçek görüntüler ve yeniden sahnelerle birleştirilerek yapılmıştır ve Sovyet sinemasının temel yapı taşlarından biri olarak kabul edilir.
  • My Grandmother (1929) Kote Mikaberidze

    1920’lerde Sovyet Gürcistan’ında geçen “My Grandmother” filmi, genç bir adamın Gürcü köyüne dönüşünü ve burada yaşadığı maceraları anlatır. Film, yerel halkın kıyafetleri, kültürü ve gelenekleri hakkında bilgi verirken, eski ve yeni dünya arasındaki çatışmaları da yansıtır. Komedi unsurları içeren film, Gürcü toplumunun yaşam tarzını gözler önüne sererken, Sovyet propaganda filmlerinin de örneklerinden biridir.
  • Man with a Movie Camera (1929) Dziga Vertov

    “Man with a Movie Camera” (Kamera ile Adam), Sovyet sinemasının öncü isimlerinden Dziga Vertov’un 1929 yılı yapımı belgesel filmidir. Film, bir günün hayatını, insanların işlerini, günlük aktivitelerini, şehir yaşamını ve insanların eğlence aktivitelerini gösteren bir dizi kısa kesitlerden oluşur. Kamera ve kurgu teknikleri kullanılarak oluşturulmuş olan film, Sovyet sinemasında belgesel sinemanın önemini vurgular. Film, sadece bir gösteri değil, aynı zamanda insanların hayatını anlamaya ve anlatmaya yönelik bir araştırma olarak da kabul edilir. “Man with a Movie Camera”, sinema tarihinde inovasyon, yaratıcılık ve özgünlükle bağdaştırılan bir başyapıt olarak kabul edilir.
    Fragman, Bilgi
  • Konets Sankt-Peterburga (1927) Vsevolod Pudovkin, Mikhail Doller

    “Konets Sankt-Peterburga” (Leningrad Symphony) Vsevolod Pudovkin ve Mikhail Doller’in yönettiği Sovyet sessiz filmidir. Film, bir işçi ailesinin yaşadığı zorlukları anlatırken, 1917 Ekim Devrimi’nin lideri Lenin’in vizyonunu da yansıtmaktadır. Film, Petrograd’daki bir fabrikada çalışan bir işçi olan bir genç adamın hikayesini takip ediyor. Genç adam, grevler sırasında devrimci fikirler edinir ve daha sonra bir Kızıl Ordu birliği ile cephede savaşır. Film, Rus devriminin yarattığı sosyal değişiklikleri ve proletaryanın mücadelesini anlatarak, Sovyet sinemasının önemli bir örneği olarak kabul edilir.
  • Kino Eye (1924) Dziga Vertov

    “Kino Eye” (Sinema Gözü), Dziga Vertov’un 1924 yılında çektiği belgesel filmidir. Film, Kamera-O gösterilerinde gösterilen kısa belgesel filmlerden oluşur ve Sovyet sinemasında avant-garde bir yapıt olarak kabul edilir. Film, insanın gerçeği görmesi ve anlaması için görsel bir dil kullanır ve dünya üzerinde gerçekleşen olayları halkın gözüyle görünür kılmayı amaçlar. Vertov, filmde insanlar arasındaki ilişkileri ve yaşamlarını kaydederek, yeni bir dünya düzeninin oluşumunu anlatır. Filmde, sıradan insanların yaşamından kesitler gösterilir ve kurgu tekniği kullanılmadan doğal bir anlatım benimsenir. “Kino Eye”, Sovyet sinemasının en önemli eserlerinden biri olarak kabul edilir.
  • Enthusiasm (1930) Dziga Vertov

    Dziga Vertov’un yönetmenliğini yaptığı Enthusiasm (Begeisterung), Sovyetler Birliği’nin sanayileşmesinin başarısını kutlamak için yapılmış bir belgesel filmidir. Film, Donbass bölgesindeki bir madencilik bölgesinde yaşayan işçilerin, yöneticilerin ve teknisyenlerin hayatlarını anlatırken, devrimci mücadelenin ve toplumsal dönüşümün bir tasvirini sunar. Film, kamera teknikleri ve montajı ile de döneminin öncü örneklerinden biridir ve fabrikaların modernizasyonu ile endüstriyel dönüşümün yanı sıra, Sovyet sinemasının yapısal dönüşümüne de öncülük etmiştir.
  • Dom na Trubnoy (1928) Boris Barnet

    Boris Barnet’in yönettiği “Dom na Trubnoy” (Trubnaya Caddesi’ndeki Ev), Sovyetler Birliği’nde geçen bir komedidir. Moskova’daki bir apartman dairesinde yaşayan bir grup insanın hayatını konu alır. Film, Sovyet toplumunun farklı sınıflarından insanlar arasındaki sosyal çekişmeleri, sınıfsal ayrımları ve çelişkileri ele alır. Ana karakterimiz Marusya, fakir bir ailenin kızıdır ve ev sahibi tarafından evden çıkarılmakla karşı karşıyadır. Bu durumu çözmek için çeşitli yollara başvurur ve çevresindeki insanların hayatına dokunur.
  • Earth (1930) Aleksandr Dovzhenko

    Aleksandr Dovzhenko’un yönetmenliğini yaptığı “Earth”, Ukrayna’nın bir köyünde geçen bir dramadır. Film, tarımsal işçilerin Ukrayna’nın bağımsızlık mücadelesine katılması ve toprak reformu talepleriyle başlar. Ancak, iki köylü ailesi arasında çıkan toprak anlaşmazlığı nedeniyle gerilim artar. Film, insanlarla doğanın uyumlu ilişkisini anlatarak, Sovyet tarım reformunun hikayesini anlatmaktadır. İnsanın doğaya olan bağlılığını vurgulayan film, Ukrayna kültürüne özgü müzik, dans ve sembollerle doludur.
  • Arsenal (1929) Aleksandr Dovzhenko

    “Arsenal”, Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nde gerçekleşen devrimci olayları anlatan bir filmdir. Film, Kiev’deki bir silah fabrikasında çalışan işçilerin yoksulluk, sefalet ve sıkıntı içindeki hayatlarını ve sonrasında ortaya çıkan protestoları anlatmaktadır. Film, Sovyet Devrimi’nin zaferini kutlamak yerine, işçi sınıfının mücadelesini vurgulamaktadır. Ayrıca, Ukrayna’nın tarihindeki önemli olayları anlatması açısından da önemlidir.
  • Battleship Potemkin (1925) – Sergei Eisenstein

    Potemkin isimli Çarlık zırhlısı içerisinde bulunan askerlerin bir çok sıkıntının yanı sıra bir de yemek sıkıntısı çekmesinden çıkan bir isyanı konu almaktadır. Askerler artık daha fazla bozuk yemek yememek için ayaklanırlar, yemek yemeyi reddederler. Bu durum komutanları tarafından askeri teamüllere uygun(!) şekilde cezalandırılmak istenir. Ve sıkıntı sahil halkını daiçine alacak şekilde hızla büyür.
    Fragman, Bilgi

En Çok Okunan Listeler

  • 361 bin okuma

    Yasaklı Filmler Listesi

  • 185 bin okuma

    Sexploitation – Seks İstismar Filmleri Listesi

  • Kara-Filmler
    14 bin okuma

    Kara Filmler (Film Noir) Listesi

  • 120 bin okuma

    Klasik Filmler Listesi

  • B-filmler
    16 bin okuma

    B Film Listesi

  • Absurt-Filmler
    24 bin okuma

    Absürt Filmler Listesi

  • 221 bin okuma

    Kült Filmler Listesi